Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

24 Ocak 2013 Perşembe

Efe 1,5 yaşında

Dün, yani 23/01/2013 te,Efe resmen 1,5 yaşında bir velet oldu.. Bugün de doktor kontrolümüz vardı. Sabah gördük doktor Nilgün teyzeyi..
İçeri gülerek girdi ama kaçarak çıktı resmen. Soyunana kadar herşey yolundaydı. Gülücükler dağıtıyordu resmen. Ne zaman ki Nilgün Hanım soğuk steteskopu vücuduna değdirdi, kıyamet koptu, üzerine kulak muayenesi, ağız muayenesi, baş muayenesi falan derken iyice zıvanadan çıktı Efe.. Kilosunu ve boyunu ise nasıl ölçtüğümüzü ne siz soruunn ne de biz söyleyelim.. :)Sonra sakinleşince odadaki tabureyi falan yerde sürümeye, dolap kapaklarını açıp kapatmaya falan başladı tabi yine ama yine de koşarak çıktı kapıdan.. :)
Gelelim muayenemize..

*Efe bir süredir köfte,pilav,yoğurt, tarhana çorbası, düğün çorbası haricinde yemek yemiyor gibi.. Sebze yemeklerini ve kahvaltıyı ağzına sokamıyoruz..Acaip önyargılı durumda. Doktor ısrar etmememizi, inatlaşmamamızı tembih etti. Ama ara ara da denememizi ve normal yemekleri de sunmamızı söyledi. Çünkü sebze için kavanoz mamalarını veriyoruz yesin diye.. Onlara bayılıyor.. Malum 2 yaş sendromu başlamak üzere olduğundan inatlaşırsak daha uzun sürebilirmiş bu durum. Bir de takviye olarak sebze vitamini verdi. Nutrigen Veggie Şurup. Günde 1 kere 15ml içecekmiş bu şuruptan..

*Takıntıları var mı diye sordu doktor.. Kavanoz mamasından başka bir takıntısı yok oğlumun dedim.. :)

*Israr etme, ve eğer istediği yapılmazsa kendini yerlere atma, tepinme durumları? dedi.. E biraz oluyor arada ama hemen kucağıma alıp kafasını dağıtmaya çalışıyorum dedim.. Çok doğru birşey yaptığımı söyledi.. :) Yine inatlaşma yapmayacakmışız..

*Kakasını yaparken özel bir yere gitme,kaçma, saklanma, utanma var mı diye sordu..
Evet, bir süredir kaka yapacağı zaman bizden ayrı bir yere gidiyor ve orada bekliyor yapana kadar. O arada yanına gidersem kaçıyor, sonrasında da bezini değiştireyim dediğimde de kaçıyor. Oyun yaparak yakalayıp değiştiriyorum.
Bunun sebebi bu işin özel olduğunu artık anlamasından kaynaklanıyormuş.. Özel olduğu için de bizimle aynı mekanda bulunmak istemiyormuş.. Gayet normalmiş..

*Rutinini sordu: Sabah 8.30-9 gibi kalkıyor. Bazı dönemler 10 a kadar uyuduğu da oluyor. Uyanınca hemen yataktan almıyoruz, kendi kendine oynuyor, konuşuyor, sonra zaten "beni alın" viyaklamalarına başlıyor. Duymazsak biberonunu yere fırlatıyor ses çıkartmak için.. :) Bezini ve kıyafetlerini de değiştirdikten sonra kahvaltısını hazırlıyoruz. 200ml inek sütü, 1 yumurta ve 1 yerli muzu (yerli yoksa 1/2 ithal muz) blenderda çekip biberona koyuyoruz ve mama sandalyesinde veriyoruz(sabahları da sofraya oturulur, kahvaltı edilir demek istiyoruz yanii;)). Bir kısmını içiyor sonra inmek istiyor..Sonra oyuncaklara dalınca içmeyi unutuyor tabi, bu kez yatağına götürüyoruz, orada 10 dakika içinde bitirip kalkıyor. Günde bir kez 3 saat civarında uyuyor. Sabah kalkış saatine göre 12.00-13.30 arası bir saatte yatıyor. Uykuya dalması için biraz inek sütü veriyoruz. (Öğleden sonrası için de 200ml inek sütü veriyoruz toplamda, bir kısmı uyumadan önce).. Sütü içerken veya içtikten sonra uykuya dalıyor. 2,5-3 saat gibi uyuyor. Uyandıktan sonra yemek yediriyoruz.. 15.00-16.00 arası bir zamana denk geliyor.. Eskiden uyumadan önce yediriyorduk ama Nilgün Hanım verdiğimiz kahvaltının kuvvetli olduğunu ve 12 gibi acıkmayacağını, onun için yemek saatini kaydırmamızı önerdi..Biz de öyle yaptık çünkü gerçekten de yemek istemiyordu.. Hava güzelse uyumadan önce veya uyandıktan sonra anneannesiyle dışarı çıkıyorlar hava alması için. Haftasonları ise vaktinin çoğu dışarıda geçiyor zaten bizimle.. Mümkün olduğu kadar açıkhavaya götürmeye çalışıyoruz. Kapalı alanları, alışveriş merkezlerini zaten biz çok sevmiyoruz. Kaldı ki çocuk için çok da sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Mikrop yuvası gibi geliyor. Açıkhavada mikroplar kırılıyor. Bence daha mantıklı ama tabi herkesin düşüncesi kendine,ille doğrusu budur demiyorum, diyemem.
Ama biz hava buz kesmediği sürece, sıkı giydirip açıkhavada geziyoruz Efe ile. Ancak alışveriş merkezinde işimiz varsa veya hava yağmurluysa veya gerçekten buz kesiyorsa o zaman ev haricinde bir ortama girsin, enerjisini dağıtsın diye gidiyoruz tabi AVMlere..Ama Efe'nin de pek hoşlandığını söyleyemiycem açıkçası. Parlak ışıklar, statik elektrik yüklü ortam, kalabalık ortam, sıkışık, dar koridorları olan mağazaları görünce huysuzlanıyor oğlum.
Akşam yemeğini genelde 19.30-20.00 gibi yediriyoruz. Denemelerimizde gördüğümüze göre akşam daha hafif yemek istiyor kuzum. Onun için doyurucu çorbalar tercih ediyorum akşam için. Kıymalı tarhana çorbası, kuzu incikli düğün çorbası, yoğurt çorbası, tavuklu tel şehriye çorbası gibi.. Özellikle tarhanayı çok severek içiyor Efe... Eskiden 21.00-21.30 gibi yatmak isterdi ama hem benim hem babasının mesailerinden sonra, gündüz de 3 saat uyumaya başlayınca akşam yatış saatini ileri attı. Artık 22.00-22.30 gibi yatıyor..
Yemek sonrası saat 21.00 gibi bir miktar Aptamil hazrılıyor ve veriyorum çünkü yine tecrübelerimize göre bazen sırf Aptamil içmek için yatmak istiyor ama biberonu boşaltınca bapırıyor ve kesinlikle yatmak istemiyordu. Bu şekilde yapmaya başlayınca gerçekten uykusu gelince gitmek istiyor. Zaten saati az çok tahmin ettiğimiz için 22.00 gibi biz de pijamasını/ uyku tulumunu giydiriyor, bezini değiştiriyoruz.
Evet, uykusu gelince oyun oynuyor da olsa hemen geliyor yanıma, elimi tutup ayağa kaldırıyor beni ve odasına götürüyor, yatağına çıkmak istiyor.. Yatarken 210 ml aptamil hazırlıyorum. Deli gibi uykusu yoksa yani hemen sızmıyorsa onu bitiriyor. Bağırarak çağırıyor yanına, boş biberonu yattığı yerden uzatıyor bana, içinde 120ml aptamil olan yeni biberonu alıyor ağzına.. Çoğunlukla onu bitirmeden uyuyakalıyor. Bazen de onu bitirdikten sonra yatağın içinde döne döne, debelene debelene uykuya dalıyor. Maalesef henüz deliksiz uyumuyor Efe. Şimdiye kadar deliksiz uyuyduğu toplam 3 gece oldu.. :)Genelde 2.30-5 arası 1 bazen de 2 kere kalkıyor. Son zamanlarda bazen de sabah 6.30-7 gibi bir kere daha uyanabiliyor. Her seferinde süt istiyor ama her seferinde biberona koyduğum sütün tamamını bitirmiyor. 10-15 ml içip biberonu kenara atıp dönüp uykuya devam ediyor çoğunlukla.. Ama su verirsem hemen uyanıyor ve kızıyor. 6.30-7 gibi uyanmaya başladığında önce 1-2 gün herhalde uyumayacak bundan sonra diyip yataktan almıştım .ok kızdı, bağırıp durdu. Tekrar yatağa dönmek istedi.. Artık almıyorum, biberonu veriyorum ve tekrar uykuya dalıyor hemen..
*Konuşma durumunu sordu, 15-20 kelimesi var mı dedi.. Pek yok gibi dedim.. Dilinde çok şey var ama pek anlaşılmıyor dedim.. Düşündüm sonra söylediği kelimeler: Baba,anne,güner, duygu,altan, yapma,hadi,gel,al,araba(abba),aba(abla), hakkı(???),mama(yemek),meme(süt).. eh 14 kelime geliyor aklıma..aggum yani bu ne? yi de sayarsak 15..:) Bunun dışında anlatmaya çalıştığı şeyler var ama net değil.. Ama söylediğinden çok daha fazla kelimeyi anlıyor, biliyor. Lego, ayak, ayakkabı,biberon, süt,su,bıcı bıcı, kızıyorum!,atta gidiyoruz,yüzük,saat ilk aklıma gelenlre. Ha bir de şampanyayı öğrenmiş. Nasıl derseniz sürekli aldığım bir yemek dergisi var-La Cucina Italiana.. Yılbaşı sayısında içerisinde bir sayfada şampanyayı anlatıyordu. Efe de malum resimli dergi olduğu için sürekli sayfaları arıştırıp bu ne diye sorup duruyordu. Söylediklerimizden en çok şampanyayı beğendi herhalde şimdi her seferinde dergiyi alıyor eline, geliyor yanımıza, sayfaları hızlı hızlı çevirip (yerini de öğrenmiş bu arada- kazara geçerse o sayfayı sinirleniyor falan) o sayfaya gelince sırıtarak aggum? diyor, biz de şampanya diyince bir mutlu, bir mutlu sormayın gitsin..:) Dergi ortada değilse ve biz "Efe şampanya nerede?" dediğimizde de hemen bulup dergiyi sayfaları çevirerek buluyor yine.. :)

* Kilosu 13290.. 3 ay önce 12060dı.. Bu kez epey bir kilo almış maşallah oğlum. Boyu da 91 cm.. Bir azman olma yolunda ilerliyor gibi sanki?? Bize tepeden bakacak sanırım..

*Bu dönemlerde erkek çocukların babaya daha çok ihtiyacı olurmuş, daha düşkün de olabilirlermiş. Gerçekten Efe son 2 haftadır ağzından "babbbaa" kelimesini düşürmüyor. Ben eve geldiğimde tepki vermiyor ama babası geldiğinde koşarak yanına gidiyor ve sırıtarak bakıyor gözlerinin içine.. Sonra peşinden ayrılmıyor. Beraber legolarla araba,uçak,kamyon, gemi vs.. yapıyorlar.. Efe için hepsi abba yani araba ama olsun.. Altan azimle onların araba olmadığını anlatmaya çalışıyor.. Nilgün Hanım bu dönemde babasıyla birebir daha çok vakit geçirmesini söyledi. Malum bir rol model edinmeye çalışırmış bu dönemde..Bu sebeple babayla ilişkisi, beraberliği önemliymiş..

* Bir de oyun çadırı almamızı tavsiye etti.. O oyun çadırı onun evi gibi olacakmış. Önüne de şu aktivite arabalarından faan varsa onlardan koyun.. "Benim evim, benim arabam" mantığını edinsin dedi.. Kendine ait bir yer ve eşyaların vbarlığını yerleştirecekmişiz.. Kız çocukları için oyuncak ev tavsiye ediyormuş, erkekler için çadır, içinde oynasınlar diye.. Aktivite arabamız var, Efe'nin doğumgününde Aylin Teyzesi almıştı sağolsun.. Severek de oynuyor zaten.. Çadırı da birkaç ay önce düşünmüştüm aslında ama sonra vazgeçmiştim, doktorumuz da önerince hemen sipariş verdim Hepsi Burada'dan.. Hafta başında elimizde olur herhalde..
Üzerinde Şirinler resmi olan bir çadır aldım..:)

*Nilgün Hanım ile bu seferki görüşmemizin en önemli kısmı bana göre rol model ve cinsiyet kısmıydı. Nilgün Hanım, Efe ile beraber tuvalete girip girmediğimi sordu. Neredeyse 8-9 aydır beraber girmiyorduk zaten. (Bir dönem, 5 dak bile yalnız kalamıyordu, sürekli beni istiyordu, o sıralarda mecburen evde yalnızken banyoya da alıyordum..).. Giyinirken falan da yanında olmasın dedi.. Buna çoğunlukla dikkat ediyorum zaten ama açık söyliyim her zaman dikkat edemiyorum..

Asıl şimdiye kadar hiiç önemsemediğim kısım: yanında makyaj yapmamaya çalış dedi doktorumuz. Neden? diye sordum.. Bizim makyaj malzemelerimizin çekici olduğunu, ilgisini çekebileceğini, rol model edinmeye çalıştığını ve bu sayede yanlış rol model seçebileceğini söyledi.. Düşününce cidden çok haklı. Arkadaşım Aylin'in kızı Elif'i düşündüm, annesi makyaj yaparken o da taklit ediyordu eline malzemeleri alarak.. Demek ki bundan sonra dikkat etmek lazım.. Acaba yanlış yaptığım başka şeyler de var mıdır, yani dikkat etmem gereken??
Bundan sonra buna da dikkat etmek lazım.. ;)

Biz de durumlar böyle. Bu ay karma aşısı var kuzumun.. Nilgün Hanım bir de Hepatit A yı yaptırmamı söyledi. Artık Sağlık Ocakları'nda yapıyorlarmış Hepatit A aşısını da.. En kısa sürede götürmek lazım..

Bizden havadisler şimdilik bu kadar..



21 Ocak 2013 Pazartesi

Efe ile vakit geçirme..

Sevgili Seda blogunda 1-5 yaşındaki bebekle ne oynanır konulu bir yazı yazmış.. (http://sedasolar.blogspot.com/2013/01/15-yasndaki-bebekle-ne-oynanr.html) ..Okuyunca yorum yapıp benim neler yaptığımı anlatmadan duramadım. Seda da bunları bloguma da yazmamı önermiş.. Fikir hoşuma gidince ben de yazayım dedim oraya yorum olarak yazdıklarımı.. :)

* Bu aralar en sevdiği oyuncağı legoları. Pilsan'ın büyük parçalı legolarını almıştım internetten. Silindir şeklinde bir kutusu var. O kutuyu başaşağı edip boşaltmak ve sonra tek tek legoları kutuya geri koymak çok eğlendiriyor Efe'yi.. O kutunun içine atıyor, ben de sayıyorum 1-2-3... diye.. Bazen yarısındayken hoop geri boşaltıyor kutuyu.. veya tam topluyoruz hepsini, ters çeviriyor kutuyu ve tüm parçalar yerlere saçılıyor..(itiraf edeyim bazen bu işi sırf ortalık toplansın diye yapıyorum ve böyle zamanlarda kutuyu geri boşaltınca çok da hoşuma gitmiyor tabi..:)) Toplama-dağıtma oyunundan başka, legoları amacına uygun olarak da kullanıyoruz tabi ki...
Araba,ev, şato, traktör falan yapıyoruz..Canı istedi mi Abbaaa yani araba diyor ve elime tekerlekli legoları tutuşturup takmamı istiyor..

* Bir diğer doldur-boşalt oyunumuz mandallarla.. Mandal kutusunu gördü mü kimse tutamıyor Efe'yi.. Hemen tersini çeviriveriyor..

* Her türlü resimli kitap,dergi, broşür özel ilgi alanı..Getirip okutuyor.Ama okumayabaşlayınca uzun süre dinleme huyu pek yok, arkasını dönüp gidiyor.Ama hemen susarsam geri gelip oku! emrini veriyor hemen..:)

*"Aggumm- bu ne?" oyunu oynuyoruz sıklıkla..Evdeki her nesnenin adını soruyor.. 1 saate yakın oynamışlığımız var..

*Mutfak favori oyun alanımız,mutfak gereçleri de haliyle favori oyuncaklarımız. Dolap kapakları açılıyor, kapanıyor. Tavalar alınıyor yerlere, salona götürülüyor.. Çekmeceler açılıyor, kaşıklar alınıyor, ama sadece kaşıklar. Anneannesi çatal ve bıçakların alınmayacağını öğretmiş. Kazara eline gelince hemen bırakıyor akıllı oğlum.. :).Süzgeç, tahta kaşıklar,spatulalar, tavalar,plastik kutular,ekmek sepeti..Hatta bakliyatların durduğu kutular açılıp bakliyatları ellemeye, parmaklarının arasına girenleri de bir güzel silkeleyip yere dökmeye bayılıyor.

*Yine mutfakla ilgili olarak bulaşık makinesini boşaltmaya, yerkleştirmeye bayılıyor.Temiz bulaşıkları yerlerine kaldırmama yardım ediyor.

* Kağıt havlu silindirini de seviyor Seda'nın oğlu Efe gibi.. Alıp hemen salona götürüyor..

* Yakalamaca oynuyoruz bol bol. "Efe yiiiii yakaladııımmm yakaladııımm" diye evin içinde koşturuyoruz. Kaçarak salona gidip koltuğun birinin üstüne çıkıp bekliyor orada beni.. Aynı zamanda bu oyun girmesini istemediğim bir odaya girme anında da oradan çıkartmak için kullandığım bir yöntem.. :)Eee o kadar anne cinliği olsun ama di mi..:)

*Ceee oynuyoruz sık sık. Hadi anneye cee yap diyorum, tekli koltuğun arkasına geçiyor hemen.. Efe nerdeee diyorum, hemen kafayı çıkartıyor ya yukarıdan ya da yandan sırıta sırıta.. Yine anne kurnazlığı ile aynı oyunu ben mutfaktayken salondaysa ve sesi çıkmıyorsa yanıma getirmek için de oynuyorum.. Efe nerdeeee diye seslendimmi nerede, ne yapıyorsa yapsın koşa koşa yanıma gelip kendini gösteriyor en sevimli haliyle.. :)

*Fış fış kayıkçı oynamayı, üstüme oturup dıgıdık dıgıdık diye oynamayı pek seviyor..

* Akşam yatmadan önce bir miktar sütü uyanıkken veriyorum bir süredir çünkü son zamanlarda sırf süt içmek için yatağına gidip yatmak istiyordu ve sütü bitirince bağırıp geri gelmek istiyordu. İşte yatmadan önce verdiğim o süt benim tepemde içiliyor resmen. Evet evet, beni koltuk gibi kullanıyor ve poposunu yerleştiriyor kucağıma, sırtını da yaslayıp içmeye başlıyor, sonra yuvarlanıyor resmen üstümde,yere yatıyorum o da üstüme yatıyor ve o şekilde içiyor sütünü.. Bayılıyorum o haline.. Bu da bir oyun neticede diye oyunlarımız kategorisine yazayım dedim..:)

* Ooooo piti pitii, karamela sepeti, terazi lastik jimnastik,biz size geldik bitlendik.. tekerlemesine bayılıyor.. Söylememi istediği zaman yanıma gelip parmağımı ağzıma götürüp kendi de "oooo" diyor anlayayım diye.. Hemen tekerlemeyi söylüyorum, arada susarsam devam etmemi istiyor. En son "bit-leeen-diikk-dik-diiikk" diye onu gıdıklıyorum, kıkır kıkır gülüyor..

* Haftasonları ben kahvaltı sofrasını toplayıp, bulaşıkları makineye koyarken Efe de babasına yardım ediyor ve yatağı topluyorlar beraber.. Babası "Efecim babaya yardım et hadi" dediğinde doğru yatak odasına gidip çarşafı düzeltme hareketi yapıyor oğlum..:)

* Cep telefonumu kulağıma götürüp konuşmamı istiyor.. Biriyle konuşuyormuş gibi yapıyorum, sıkılıp bırakıyorum hemen kızıyor geri götürüyor kulağıma..

* Sabahları uyanır uyanmaz yatağından almıyoruz, yatağında oynamayı seviyor yarım saat-45 dakika falan.. Kendi kendine konuşuyor, yuvarlanıyor, yatak keyfi yapıyor kuzum.. Sıkılınca sesini yükseltip bize duyurmaya çalışıyor, duymazsak artık en son biberonunu aşağı atıyor ki yere çarpınca sesi duyup gidelim.. :) daha da olmazsa bağırıyor tabi ki avazı çıktığı kadar.. :)

* Oyuncak olarak da dikkat ettik klasik erkek çocuk arabalara ilgisi var. Bir de basmalı,vurmalı oyuncaklara.. Mesela piyano gibi, gitar gibi.. tuşları olsun, onlara bassın, sesler çıksın falan..

* Parkta kaydırak favorisi, salıncakla arası da fena değil ama kaydırak bir ayrı.. Kıkır kıkır gülüyor kayarken..

*Ağaçlara dokunmayı pek seviyor..Bize de dokundurtuyor doğa dostu Efem.. :) Sırayla dokunup oynuyoruz sokakta..

*Banyoya girip duşakabini açıp kapatmak da favori oyunlarından biri.. Bazen kazara duşu da açıyor tepesine sular dökülünce şaşırıyor, bozuntuya vermiyor ama hemen çıkıyor o zaman banyodan.. :)

*Dışarıda iken merdiven, rampa varsa saatlerce çıkıp inebiliyoruz. Yürürken merdiven veya rampa gördüğünde rotasını değiştiriyor, o derece yanii.. :)

İşte böyle sevgili dostlar.. Benim 1,5 yaşındaki Efe'm ile vakit geçirmek için yaptıklarım bunlar. Çok uğultu, kalabalık, gürültü,sıkışık tıkışık yerleri sevmeyen bir çocuk Efe..Sakin olsun istiyor ortalık. Dışarı gittiğimizde de ona göre yer seçmeye çalışıyoruz çünkü o zaman o mutlu oluyor, biz de rahat ediyoruz. Mesela her restoranın oyun odasını sevmiyor, karanlık,loşsa, uğultu varsa, yüksek sesle konuşuluyorsa girmek dahi istemiyor.. Dışarıda mesela kalabalıksa sokaklar, caddeler, hemen dönüp insanların gittiğinin aksi tarafına doğru yürümeye başlıyor.. Kesinlikle döndüremiyoruz yolundan.. Sıkışık reyonları olan mağazalardan daha kapıdan görür görmez kaçıyor, pusetinde oturuyorsa da huysuzluk yapmaya başlıyor..

Şu an aklıma gelmeyen başka oynadığımız oyunlar da vardır muhakkak spotane gelişen..
Yaratıcı olmak lazım bebeleri oyalamak için.. :)
Değil mi ama?:)


20 Ocak 2013 Pazar

İlk saç kesimi

Efe az saçlı bir bebek olarak doğdu. Sonra da zor uzadı, çok güçsüzdü saçları.. Ne zamandır kestirsek mi?, gürleşir mi acabaa? gibi düşüncelerimiz vardı. 2 hafta önce Palladium da dolaşırken çocuk kuaförünün önünden geçerken hadi dedik ve bir gazla girdik içeri.. Tabi ki tm tahmin ettiğimiz gibi inletti oğlum Palladium'u saçı kesilirken.. Nasıl bir ağlama, kasılma.. Babasının modelli kestirmek, kafasının bir tarafına çizik attırmak gibi hayalleri vardı ama başka bahara kaldı.. Sonunda ortaya asker traşı olmuş bir Efe çıktı..

İşte öncesii ve sonrası... Çabuk uzar değil miiii??? :)



Her eve lazım..


Hoşçakal 2012, Merhaba 2013

2013'ün ilk ayı bitiyor neredeyse, ben yılbaşı kutlamalarımızı ancak yazabiliyorum.. Ne demişler: geç olsun güç olmasın..:)
Erken yeniyıl kutlamasını geçen seneki gibi bu sene de sevgili Cansu,İlker ve Zeynep ile birlikte, peynir fondü eşliğinde yaptık. Bu sene mekan Yağcı malikanesiydi. Yangınsız bir gece geçirdik neyse ki. Efe ile Zeynep kuzu kuzu oynadılar oyuncaklarla, bolca baby tv izlediler, hatta izlemekle kalmadılar, tv ünitesinin üzerine çıkıp televizyonun içine girmek istediler. Sanırım televizyona çıkmak deyimini böyle birşey sanıyorlar.. :)
Zeynep her zamanki gibi 20.30-21.00 arasında uykuya daldı. Efe ise malum kendi evi dışında bir evde kesinlikle uyumadığı için neredeyse 12ye kadar ayaktaydı. Ne zamanki arabaya bindik, 5 dakika içerisinde gözlerini kapattı..
Cansu teyzesi Efe'ye eğitime gittiği Kopenhag'dan yani legonun anavatanından Lego getirmiş sağolsun.. Henüz büyük legolardan hevesini almadığı için hediyesini biraz saklamaya karar verdim.. 1-2 aya kadar saklandığı yerden çıkarmayı planlıyorum..
Ben de Zeyno'ya beyaz kürkten bir bere ve eldiven takım aldım. Cansu blogunda kızım olmayınca Zeyno'yu süslediğimi yazmış. Gerçekten de öyle valla.. Kızım olsa alırdım dediğim şeleri gördükçe Zeyno'ya alıyorum ne yapayım.. :)



Esas yılbaşı kutlamasını ise Ankara'dan İstanbul'a yeni transfer ettiğimiz arkadaşlarımız Nur ve İhsan ile yaptık.. Efe'nin gündüz uykusunu az uyumasından ötürü geceyi 21.00da sonlandırması piyango oldu ve gecenin kalanında bol bol yedik,içtik, tombala oynadık, sohbet ettik..


Yeni bir yıl... Yepyeni umutlar, hayaller, istekler..Bakalım ne kadarı gerçekleşecek.. Neler yaşıycaz bu sene..Sağlık, mutluluk, huzur, başarı dolu bir yıl olsun hepimiz için inşallah..

Geçmiş zaman...

İşyeri mesaileri sebebiyle blogu ihmal etmiştim bir süredir. İşten eve gece geç gelip, haftasonları da çalışınca yeni fotoğraf, yazı ekleyecek hal pek kalmıyor haliyle..
Geçtiğimiz aylarda neler oldu neler.. topluca 1-2 yazı ile toparlamaya çalışayım iyisi mi... :)

*Aralık ayı içerisinde önce 1 hafta anneanneyi dinlendirdik, Ankara'dan babaanneyi transfer ettik o hafta..Malum anneannemiz 1,5 yıldır yaz tatili haricinde hiç ara vermeden torununa bakıyor..Çok da keyif alıyor ma tabi arasıra değişiklik lazım.. Biraz Altan, biraz da ben izin aldık.. Bize de iyi geldi Efe ile dolu dolu birkaç gün geçirmek.. Malum mesailer yüzünden bazı akşamlar göremedik bile oğlumuzu.. Onun da pek hoşuna gitti bu durum..

*Bu 1 ay içerisinde sanırım boyu biraz daha uzadı, zira artık kapı kollarına, elektrik düğmelerine uzanabiliyor ve kapatıp açabiliyor..
Bu ay buzdolabına iyice merak sardı.. Parmağını buzdolabının körüğüne sokuyor, açıyor ve bulursa yoğurt veya süt  alıyor içerisinden..Hey gidi günler heeyy..Kim derdi ki yoğurdu ağzına koymayan çocuk gün gelecek yoğurt kavanozunu görünce sevinçten çılgına dönecek..:)
Bu duruma bir dur demek için buzdolabına kilit taktık.. Şimdilerde de öğrendi ya o kilidin kapalı olması gerektiğini, kazara açık bıraktıysam hemen tutup bana gösteriyor kapatayım diye..

*Bu haftaki son vukuatı; fırının kapağını açıp üstüne çıkıp oturmak ve etrafı oradan seyretmek.. Nerede muzurluk, bizim tosun orada anlayacağınız..

* Anneannesinin ismini çok güzel söylüyor "Güneeerrr" diye cilveli cilveli.. Annem birşeye kızdığında da sırayla hepimizin adını söylüyor ve kendince soruyormuş o da kızar mı diye.. diyalog şu:
Anneanne: Efe bak kızıyorum ama..
Efe: Güneerr??
Anneanne: Eveeet, Güner çok kızıyor.
Efe:Alguun?(Altan demek oluyor bu)
Anneanne: Eveet Altan da çok kızıyor
Efe: Daydaa?(Evet doğru bildiniz bu da Duygu:))
Anneanne: Duygu da çok kızıyor..

*Eskiden bulaşık makinesinin kapağını açıp,kapatmaya, sepetleri çekip geri itmeye bayılıyordu. Son favorisi bulaşık makinesini boşaltmaya yardım etmek.. Tek tek bardakları, tabakları falan veriyor, yerine koymazsam kızıyor.. Bazen de diyelim tava mı aldım elime, hemen tavaların durduğu dolabı açıyor, çatal bıçak varsa elimde, çekmeceyi açıyor vesaire vesaire.. Oğlum büyüdü de annesine yardım ediyooorrr.. :)Annesi de mest oluyor.

İşte son 1,5ayda binbir surat Efe'den görüntüler..: