Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

23 Kasım 2012 Cuma

Gece Terörü

Dün gece mesaiden çıkıp eve gelmem 20.30u buldu her zamanki gibi. Efe ile 1 saat kadar oynadıktan sonra uykusu geldi ve elimden tutup yatağına götürdü her akşam yaptığı gibi.. Hemen bezini değiştirip pijamalarını giydirdim ve tekrar yatağa götürdüm. Gündüz erken uyandığı için(13.00) çabuk uyuyacağını tahmin ediyordum zaten. 21.10 gibi yattı, 21.25'te uyumuştu bile sütünü bile bitirmeden..

Saat 23.15 civarında tam da yatsak mı acaba diye düşünürken bir anda içeriden gelen oğlumun sesini duydum. Normal şartlarda bu saatte uyanmaz pek.. Koşarak gittim, yatakta sırtüstü yatmış ve ağlar gibiydi(daha çok viyaklama modunda) derkeeennn çığlık çığlığa ağlamaya başladı.. Kucağıma gelmek istemiyor,süt istemiyor, su istemiyor.. Sadece bağırarak ağlıyordu.. Kucağıma aldığım anda farkettim ki ter içindeydi,su gibiydi resmen.. Hemen alıp üstünü başını değiştirdik bağırmasına aldırmamaya çalışarak. Savaş halinde terini silip üstünü değiştirdikten sonra kucağıma aldım ve evin içinde gezdirmeye başladım ama nasıldesem gözler açık ama boş bakıyordu, sanki hala uyuyor gibiydi ama gözleri açık.. Kendini, kucağımda oradan oraya atmaya çalışıyor, yay gibi geriliyordu.. Ne yapacağımızı şaşırdık tabi.. Normal zamanda ağladığı zaman sakinleştirmek için ne yapıyorsak hepsini denedik: En sevdiği şarkıları söylemek(Candan Erçetin-Bahar, Büyük babaa nerdeee, Tekerlekler dönüyoorrr vs..), banyoya gidip yüzünü yıkamak, suyu açmak, bisikletine bindirmek, Baby tv açmak, soğuğa rağmen camı açıp yüzüne soğuk hava gelmesini sağlamak, kucakta döndürmek.. Yok.. hiçbir şey fayda etmedi.. Hiç ara vermeden 45 dakika ağladı oğlum, gözyaşı sel oldu.. Derdine çare olamamak bizi üzdü.. Evin içinde bir ben bir Altan kucağımızda gezinip durduk, o anda Efe'nin canı kime gitmek isterse artık.. Tüm bu süre içinde gözler açık evet ama bilinçsiz gibi bakıyordu..45 dakika sonunda hala susmayınca acaba fiziksel bir rahatsızlığı mı var diye hastaneye gitmeye karar verdik ve apar topar giyinip çıktık evden. Ümidim arabaya binip koltuğuna oturunca yolda uyumasıydı ama uyumak ne kelime.. Susmadan ağlamaya devam etti ne yazık ki.. Ataşehir Kadıköy Şifa Acil Servisine zor attık kendimizi. Hemen nöbetçi çocuk doktorunu çağırdılar hemşireler. Kadın zaten üst kattan duymuş çığlıklarını, ağlamalarını.. Önce bir gözlemledi ama tabi bizimkinde susma yok. Sonra soyduk ve muayene etti, steteskopla dinledi, kulaklarına baktı, dişlerine baktı, bezini çıkarttık poposuna baktı, kısacası tüm vücuda baktı, ateşini de ölçtük ve hiçbir fiziksel rahatsızlığı olmadığına emin olduk. Peki ama ne bu diye düşünürken nöbetçi doktordan daha önce okuduğum bir yanıt aldım: GECE TERÖRÜ.. "Diyazem fitil vericem" dedi doktor, tereddüt ettim açıkçası, bu kadar küçük çocuğa verilir mi falan diye ama aklıma Zeyno'nun da havale yatkınlığı yüzünden Cansu'nun çantasında hep bu fitilden bulunduracağı geldi bir süre.. Demek ki veriliyormuş diye düşündüm..
Fiti lgeldiği zaman Efe tam 1saat 10 dakikadır ağlıyordu.. Fitili uyguladı doktor ama tabi bir posta da onun için ses iyice yükseldi, hastaneyi birbirine kattık resmen..
15 dakika sonra fitil etkisini gösterdi sanırım ve 1 saattir üstümdeki kazağın boncuklarını farketmeyen oğlum bir anda sustu ve kollarımdaki boncuklara dokunmaya başladı ve süt istedi. Fırsattan istifade sütü verip pusete yatırdık.. Doktor hanım yarım saat daha kalmamızı rica etti çünkü diyazem fitil 20-30 dakika içerisinde yan etki gösterip solunum güçlüğü ortaya çıkabilirmiş.. O yarım saat içinde Efe normale döndü, şebeklikler yaptı, dil çıkartıp durdu hemşirelere, "BEHH" diye korkutmaya çalıştı bizi.. Ama tabi daha sakin, durgun, ilacın da etkisiyle. Hastaneden 12.50gibi çıktık ama bizim tosun cin gibiydi. Bu arada diyazem iki türlü etki edebiliyormuş: ya kütük gibi uyur dedidoktori ya da ters etki yapıp uyumayadabilir.. Açıkçası cin gibi halini görünce korktum..
Bunları düşünerek arabaya bindik, sütünü tekrar eline verdim. Bir yandan da korkuyorum, süt biter de hala uyumamış olursa yine arıza yaparmı acaba diye.. Neyse efendim epey bir süre dışarıyı seyretti camdan, uyumamakta direndi, şebekliklere arabada da devam etti. Bağdat caddesi-Sahilyolu turu atalım, uyutmak için dedik.. Saat 01.15te kapattı gözleri daha fazla dayanamayıp kuzum.. Bir 10 dakika daha dolandık ve en son otoparka girerken Efe horluyordu resmen..:)
Yatağına yatırdığımızda saat 2 ye geliyordu ve külçe gibiydi, salmıştı kendini iyice.. Sabaha kadar uyanmaz sanmıştık.. Oysa saat 04.00 gibi sesini duydum.. Ama hiç bağırmadı, ağlamadı.. Sadece kalktı ve başucundan sütünü aldı ve geri yattı..Sütü içtikten sonra da döndü ve uyumaya devam etti. O uyuyunca kalkıp boş biberonu yataktan aldım.. Sabah biz çıkarken hala uyuyordu tabi. 08.50de uyanmış.. Tabi hiçbirşey olmamış gibi gülücükler atıyormuş etrafa..

Sabah kendi doktorumuza mail attım hemen bir daha olursa ne yapmamızı önerirsiniz?Bu gece terörü mü? gibi sorular sordum. Nilgün Hanım'ın cevabı bunun gerçekten de gece terörü olduğu, 18-21 ay arasında rastlanabildiği ama merak etmememizi, geçeceği yönündeydi. Tekrar olur ve susmazsa Atarax şurup verebileceğimizi yazmış. Atarax'ın prospektüsünde 1-6 yaş arası çocuklarda günde çocuğun ağırlığının herbir kg'su için 1-2,5mg vermemizi ve bunu gün içine yaymamızı yazmış. Biz sadece gece böyle birşey yaşarsak vereceğimize göre 1 kere 1-2,5mg arası versek doğru olur herhalde diye düşünüyorum. Çok da sersemletmek istemiyorum çünkü..

Şimdi tek istediğim bunun tek seferlik birşey olduğunu düşünmek. Umarım tekrarlanmaz. Internette araştırmalarımda bunun her gece de tekrarlayabileceğini veya 10-15 günde bir de olabileceğini yazıyor.. Her gece olursa hemen hemen aynı saatlerde olacağından o saatten 10-15dakika önce uyandırma yöntemiyle döngüyü kırabileceğimiz yazıyor..
Ha bir de bu gibi durumlarda temastan kaçınmamızı ve kendi haline bırakmamızı yazmış bazı kaynaklar, ki bu hiç mantıklı gelmedi.. O anda sanki en çok şefkate ve sıcaklık duymaya ihtiyacı varmış gibi geliyor bana, kucağıma almadan nasıl durabilirim ki..Mümkün mü hiç?? Kendi haline nasıl bırakayım?Güvensiz hissetmez mi o zaman?

Oğlum benim.. sen kendi iç dünyanda neler yaşıyorsun kimbilir? Kabus görecek ne yaşıyorsun ki o küçücük bünyende??

Bakalım neler yaşayacağız? ya da bir daha yaşayacak mıyız? Umarım sakin geceler bizi bekliyordur...

Bu arada Gece terörü de neymiş diyenler için kısa bilgilendirme:

GECE TERÖRÜ NEDİR?
Gece terörü çocuğun uykudan tam uyanmadan, yarı uyanık bir şekilde çığlık, tekmeler, panik, uykuda yürüme, vurma hareketleri veya mırıldanma gibi davranışlar göstermesidir. Çocuğun gözleri açıktır ancak aslında halen uyumaktadır. Gece terörü genellikle çocuk uyuduktan sonraki yaklaşık iki saat içerisinde meydana gelir. Gece terörleri zararsızdır.6 yaşına kadar normal olarak değerlendirilir.

Gece terörünün özellikleri
Gece terörünü normal uyanmalardan ayıran özellikler şunlardır:
Çocuk korkmuştur ancak uyanamaz veya sakinleştirilemez.
Çocuğun gözleri açıktır ancak sizin yanında olduğunuzu bilmez.
Çocuk odadaki nesne ya da kişilerin korkunç olduğunu düşünebilir
Genellikle sabah uyandığında olan bitenleri hatırlamaz.

Gece terörü sırasında çocuğa nasıl yardım edilmeli?
Çocuğunuzun normal uykuya dönmesine yardımcı olmaya çalışın. Çocuğu uyandırmanız çok güçtür, bu nedenle uyandırmaya çalışmayın. Işıkları açarak çocuğun gölgelerden dolayı yaşadığı kaygıları azaltın. Rahatlatıcı şeyler söyleyin. Sarıldığınızda kendini daha iyi hissediyorsa, sarılın. Çocuğu sarsmak ya da bağırmak daha da korkmasına ve öfkelenmesine neden olabilir.
Çocuğunuzu yaralanmalara karşı koruyun. Gece terörü sırasında çocuk merdivenlerden düşebilir, duvara hızla çarpabilir ya da camı kırabilir. Çocuğunuz ayağa kalkmışsa, yumuşak ve sakin bir şekilde yeniden yatağına yöneltin

Birkaç gün boyunca çocuğunuzun uykuya dalmasından ne kadar süre sonra gece terörünün başladığına dikkat edin. Gece terörünün başlaması muhtemel saatte her 15 dakikada bir çocuğunuzu uyandırın ve 5 dakika boyunca tam uyanık vaziyette ve yatağın dışında tutun.
Bu şekilde bir hafta boyunca çocuğunuzu uyandırmaya devam edin. Çocuğunuzu uyandırmayı bıraktıktan sonra gece terörü yine devam ediyorsa, doktorunuza başvurun.

UYKU TERÖRÜ de deniyor..
Uyku Terörü Nedir?
Uyku Terörü ya da Gece Terörü olarak adlandırılan durum çocuklarda özellikle 3-4 yaşlarında sık olarak görülür. Genellikle uykuya daldıktan bir süre sonra oluşan şiddetli ve 45 dakikaya kadar panik nöbeti halindedir.

Çocuk çığlıklar atarak uykusundan uyanır, yatağında oturur veya ayağa kalkar. Korku içindedir, şaşkındır, üstündekileri çıkarmak, yastıkları fırlatıp atmak gibi amaçsız hareketler yapar. Bağırır, ağlar anlamsız sesler çıkarır veya konuşur. Kaçma gibi korkulu davranışlar gözlenir. Çocuk uyandırılamaz. Söylenenleri anlamaz, sorulara yanıt vermez, anneyi babayı tanımaz, sakinleştirilemez. Etrafındaki kişileri tanımıyor, duymuyordur. Uyandırılmaya, sakinleştirilmeye çalışılsa da başarılı olunmaz. Taşikardi (çarpıntı), hızlı soluk alıp verme, terleme görülür. Uyku terörü bittiğinde çocuk çok kolay bir şeklide uykuya geri döner.

Uyku terörü tıbbi olarak tehlikeli değildir. Anne baba nöbet sırasında çocuğun yaralanmasını önlemek dışında çocukla fazla temas etmemeye çalışmalıdır. Çocuğu yatıştırmaya çalışmak atakların daha da kötüleşmesine sebep olur. Sakin bir şekilde gözlemlemek yeterli olur. Yaralanmasının ve bir kazaya uğramasının engellemek için evde önlemler almak gerekir.

Bu ataklar sık olarak ortaya çıkıyorsa, çocuğun gece korku ve rüyalarına neden olabilecek gündüz olayları dikkatle gözden geçirilmelidir. Gün içersinde yaşanılan endişe, korku, kaygı gibi olaylar bunların zemininde yer alabilir. Bunun yanında dikkat çekmeyen başka olaylar da ruhsal olarak çocuğu etkilemiş olabilir.

Uyku terörü anne ve babalar için yıpratıcıdır. Anne baba hiçbir şey yapamıyor olmak nedeniyle endişeli ve korkuludurlar. Anne Babanın nöbetler sırasında çocuğun yanında olması yeterlidir. Çocuk kendiliğinden sakinleşecek ve uyandığında bu nöbeti hiç hatırlamayacaktır.

Çocukta atağın ne zaman başladığı, hangi saatlerde başladığı veya uyuduktan ne kadar sonra başladığı konularında bir uyku günlüğü tutmak ve tipik olarak nöbetin başlayacağı düşünülen saatlerin hemen öncesinde çocuğu düzenli olarak uyandırmak yararlı olabilir.

Uyku terörü sorunu olan çocukların %3’ünde bu durum her gece meydana gelir, %50’sinin ailesinde de görüldüğü için genetik geçişli olduğu düşünülür. Dramatik bir tablo olmasına rağmen psikiyatrik bir bozuklukla ilişkisi saptanamamıştır

Ne zaman doktora başvurmak gerekir?
Gece terörleri çoğunlukla zararsızdır. Ancak aşağıdakilerden herhangi birini fark etmeniz durumunda, doktorunuza başvurun:
Çocukta salyalanma, sarsılma ve katılma varsa,
Yedi gece boyunca çocuğu uyandırdığınız halde gece terörleri devam ediyorsa,
Gece terörü 30 dakikadan daha uzun sürüyorsa,
Çocuk gece terörü sırasında tehlikeli bir şey yapmışsa,
Gece terörü gecenin ikinci yarısından sonra meydana geliyorsa,
Çocuk gündüz de normal faaliyetlerini etkileyecek ölçüde korkular yaşıyorsa,
Ailede yaşanan bir stresin etkili olduğunu düşünüyorsanız,
Çocuğunuzun gece terörü yaşaması ile ilgili başka kaygılarınız varsa.

20 Kasım 2012 Salı

Rüzgarsever...

Oğlum oldum olası rüzgarı pek seviyor. Yüzüne rüzgar geldiği zaman gülücükler atıyor etrafa..Haftasonu gezmemizde pipet ile yüzüne üfleyince de bir hoşuna gitti bir hoşuna gitti sormayın..
Siz iyisi mi seyredin... :)


Taklitçi Efe

Geçtiğimiz haftalarda yemek yerken bizim patates kızartmasını, tabağımızdaki ketçapa batırıp yediğimizi gören Efe durur mu hemen aynı şekilde mideye indirdi patatesleri.



14 Kasım 2012 Çarşamba

İlk kez...

Az önce annem cep telefonuma bir fotoğraf gönderdi ve üstüne aradı..Annem mutfağa gitmiş dönmüş ki bizim tosun salonda, halının üstünde uyumuş, ağzında biberon ile..
Mama sandalyesinde uyumuşluğu vardı da halıda ilk kez oldu.. Kayıtlara geçireyim dedim hemen bu sıcak haberi..

15 dakika sürmüş bu uyku bu arada. az önce gülerek mutfağa gelmiş, annemin yanına..
Şekerleme yapmış anlaşılan oğlumm..


12 Kasım 2012 Pazartesi

Hakkı??

Kaydetmeye çalıştığımda ya yakalayamıyorum ya da inadına söylemiyor ama Efe bu aralar bize birşey anlatmaya çalışıyor ve biz anlamıyoruz..Kaydedemeyince yine de unutmamak için yazmak istedim..

Söylediği kelime: HAKKI !! Evet evet gayet hakkı diyor oğlum.. Artık ailecek aramızda geyik konusu oldu..

Diyaloğumuz şu şekilde:

-Efee, hakkı nerede annecimm?
-HakKKıııı!! (o kı hecesi acaip vurgulu, cilveli ve hep gülerek söyleniyor- hoşumuza gittiğinin farkında ya üstüne bir de 2-3 kere daha tekrarlıyor)

Ya bu hakkı neyin nesi acabaa? Hiçbirimiz çıkartamadık..

8 Kasım 2012 Perşembe

Tosun Efe Ağva'da

Tosun Efe şu 15 aylık ömründe gördüğü yerlere bir yenisini daha ekledi. Ağva'da Tranquilla Nehir Evi'ndeydik. Otel çok güzeldi. Restoranın içindeki şömine önündeki kanepe bizim kanepemiz oldu. Yemekler harikaydı. Ortam çok güzeldi.. Gerçi buraya çocuksuz gelinirmiş, tam kafa dinlemelik yer dedik ama olsun. Efe ile de ayrı güzeldi..
Efe her zamanki gibi açık havaya bayıldı. Hamak favorisiydi. Bahçede bir o yana, bir bu yana koşturup durdu.. Hamakta mest olmuş vaziyette sallandı. Nehre atlamaya çalıştı. Tekne turunu pek sevdi, ilerisi için bizi umutlandırdı.(Mavi tur yapıcaz ya yine..:))..
Gün doğumu harikaydı. Temiz hava çok iyi geldi. Yenilendik, tazelendik..Yine gitsek, hep gitsek..:)









1 Kasım 2012 Perşembe

Haberlerr..Haberlerrr...Haberleeerrrr..

Dün 15.ay doktor kontrolümüz vardı. Bu kez annem tek başına götürdü Efe'yi.. 2 aya yakın süredir kahvaltı etmediğini, neler denediğimizi, yemeklerde de artık eskisi gibi herşeyi yemediğini ve yemek beğendirmekte zorlandığımızı.. hepsini biirr biirr anlatmışş..
İşte doktorumuz Nilgün Hanım'ın ağzından Efe ile ilgili dökülenler:

* Yemesinde azalma olmasına rağmen maşallahı var;750gr almış 2 ayda ve 12.060 gr olmuş..
Boyu ise 4 cm uzayarak 87.5 cm e ulaşmış..

* 16 tane dişi var ağzında.. Yani süt dişlerinin tamamlanmasına 4 diş kaldı. Onlar da 2. azı dişleri.. Normalde 2,5 yaş civarında çıkarmış ama Efe birçok şeyi erken yaptığı gibi bunu da erken çıkartır demiş doktorumuz. 1,5 yaş civarı olabilir diye de eklemiş..

* Yemekleri çok erken seçmeye başlamış. Normalde bu dönem 2 yaş civarı olurmuş.. Hayırlısı..

* Yemezse hiiiç ısrar etmeyin, üzülmeyin de demiş. Yemezse önünden kaldıracakmışız o öğün aç kalsın gerekiyorsa.. Bu arada yemeği yemediği zamanlarda yoğurdun dibini görüyoruz malum.. Yemeği yemezse ceza olarak yoğurdu da kaldıracakmışız bundan böyle.. Yemek yoksa yoğurtta yok.. :)

* Kahvaltı için malum her gün sütüne bal, gün aşırı da haşlanmış yumurta katıyorduk. Bal vermeyi kesiyoruz artık. Bal hem tok tutarmış, hem de karbonhidrat yüklemesi yapmış olurmuşuz.. Her gün 1 muz (bulunabiliyorsa yerli muz-bulamıyorsak ithal muzun yarısı), 1 yumurta ve 200 ml inek sütünü blenderdan geçirip biberona koyup içirecekmişiz.. Bu onu gayet güzel beslermiş..

* Poğaça, tuzlu kekler yapıp eline verin demiş.. Ayrıca anlattıklarımızdan yumuşak besinler değil sert besinleri sevdiğini anlamış ve galeta, baton tarzı şeyler yapabilirsiniz demiş Nilgün Hanım..

* Gece 3-5 arası uyanıp Aptamil içiyor malum oğlum.. 12den sonra hemen vermeyin ama 3-5 arası olabilir, aç hissediyor olabilir demiş..

* Efe kendi apartmanımız hariç tüm asansörlerde ciyak ciyak ağlıyor.. Bununla ilgili de kendini güvensiz hissettiğini söylemiş doktorumuz.. Temkinli, işgilli.. Babasına çekmiş demiş..:)

* Gerçekten çok temkinli.. Evde düşerken bile çok yavaş oturuyor, temkinli davranıyor mesela.. Veya gözünün kesmediği bir yere önce bizim dokunmamızı istiyor, sonra kendi dokunuyor..

* Gücü kuvveti yerinde maşallahh.. Hatta epey bir kuvvetli demiş..

Kısacası oğlum son süraet büyüyor, gelişiyor. Her gün yeni birşey katıyor kendine.Gözlemliyor ve çoook şey öğreniyoooooorrrr...