Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

20 Ocak 2015 Salı

Aile katılımlı haftasonu ödevi

Bu haftaki konu Kıyafetler ve kız- erkek farkı olacakmış. Haftasonu ödevi olarak da boyama veya kesme-yapıştırma veya artık materyallerden kız ve erkek bebek yapmamızı istemiş öğretmeni. Hemen kolları sıvadık. Önce kırtasiye ziyareti yaptı Altan ve gerekli malzemeleri topladı. Kalıbı çizmek, maket bıçağıyla kesmek ona aitti. Süsleme, giydirme işinin sorumluluğu da bendeydi.

Emin olduğum birşey vardı: kız bebeğin saçlarını makarnadan yapacaktım. Öyle de oldu. Gözleri düğmeden yaptım. Kıyafetleri için annemin daha önce verdiği artık kumaşları kullandım. Ayakkabıları ve kolundaki bileziği, saçındaki toka içinde aynı şekilde kumaşlardan faydalandım.
Her 2 bebeğin de kolları, bacakları, yüzüni sulu boya ile boyadık.
Erkek bebeğin saçlarını ise kahverengi şekerleme pasta süsüyle yaptım. Gözleri ise antep fıstığından oldu. Kıyafetlerini mozaik yöntemiyle kesme-yapıştırma çalışmasıyla yaptık. Çorapları için ise Efe'nin küçülen bir çorabını kesip bir parça aldım.
Biz ortaya çıkan eseri çok sevdik. Çok beğendik. Pazartesi akşamı öğretmeni de deftere bir nazar boncuğu yapıştırmış ve ödevin çok güzel olduğunu yazmış. Eh ağzım kulaklarımda tabi :)



Veli görüşmesi



Geçtiğimiz haftalarda okulda öğretmenleriyle görüşmem vardı. Önce Nurşen öğretmen konuştu. Efe'nin şimdiye kadar yaptığı çalışmaları gösterdi. Boyamadan ziyade kesme-yırtma-yapıştırma faaliyetlerinden hoşlandığını söyledi. İlk başlarda faaliyetlere çok katılmadığını ama hastalıktan sonra katılımının çok iyi olduğunu söyledi.  Sınıfta Can ve Poyraz ile daha çok oynadığını, bir de Pelin'i çok sevdiğini söyledi.Yaptığı yarım yamalak faaliyetlere bakmak keyifliydi. Yemek sorunundan bahsettik tabi. Bu aralar yoğurdunun içine pilav veya makarna katıyorlar arada. Ayrıca sabahları evde yediği gibi ballı ekmek yedirme yolunu anlatmıştım. O yolla ballı ekmek yiyormuş kahvaltıda..
Sayılara olan ilgisini okulda da göstermiş tabi. En sevdiği sayının 789 olduğunu öğretmeni de farketmiş.:) Şekilleri iyi bildiğini söyledi. Hatta sınıftan, günlük yaşamdan örnekler de veriyormuş. Mesela daire şekline sınıftan örnek verin dediğinde hemen sınıftaki saati gösterip "saatimiz" diyormuş. Bazen kare ile dikdörtgeni karıştırıyormuş o kadar.Renklerin hepsini biliyor dedi. Bu da bildiğimiz birşeydi.. Gri dahil biliyor. Bu yaştaki çocuklar her zaman bilmez dedi.İstemediği birşey yapmak zorunda kaldıysa falan hemen çişim geldi diyip ortamdan uzaklaşmaya, kaçmaya çalışıyor dedi. Gerçekten doğru.. :)
Sonra İngilizce öğretmeni Özge teacher geldi. O da takip ettikleri kitabı gösterdi. Ünite sayfalarını gösterdi. Efe'nin içsel zekasının daha ön planda olduğunu, bireysel etkinliklere katıldığını iletti. İlk başlarda İngilizce öğretmenini resmen yok sayıyormuş. Sınıfta kadına dönük değil, yan oturuyormuş, çok güldüm buna.Son 1 aydır ise biraz daha şarkılara katılmaya başlamış. Mırıldanıyormuş. Masa çalışmalarında ise henüz izlemeyi tercih ediyormuş. E malum önyargılı biraz. Önce inceleyecek iyice.. Sayılarla ilgili alıştırmalarda ise daha ilgili olduğunu farketmiş o da. Psikolog Merve Hanım da anlatınca sayı merakını, ben o şekilde yakınlık kurayım okul içinde falan görünce dedi Özge teacher.. :)
Çok sık konuşmadığı için telaffuzu hakkında çok bilgi veremedi. Ama yönergeleri anladığını düşünüyor. Çok  iyi bir gözlemci olduğunu ifade etti bir de.

En son okul psikoloğu Merve Hanım konuştu.Önce uyguladıkları çoklu zeka testini anlattı.8 tip zeka varmış.
1-Görsel-Uzaysal Zeka
2-Müzikal Zeka
3-Bedensel Zeka
4-Sözel Zeka
5-Mantıksa-Matematiksel Zeka
6-İçsel Zeka
7-Sosyal Zeka
8-Doğacı Zeka

Efe'nin en yüksek olduğu zeka tipleri sırasıyla Bedensel zeka,İçsel zeka,Görsel-Uzaysal Zeka çıkmış.En düşük olduğu zeka tipi de müzikal zekaymış.:) Hiç şaşırmadım:)

Bedensel zekası yüksek olan çocuklar; Yaparak öğreniyorlarmış. Nesnelere dokunarak öğrenmek hoşlarına gidiyormuş.(geçtiğimiz günlerde bahçeden yaprak tipleri toplayıp onları incelemişler ve yaprak çeşitlerini öğrenmişler. Efe damarlarına falan dokunmaktan çok keyif almış) Fiziksel aktivitelerden çok hoşlanıyorlarmış. Mesela jimnastiği çokseviyormuş. Videoları izlemiş Merve Hanım. Diğer çocuklar yapamayınca ağlıyorlarmış ama Efe zorluyormuş kendini..Beden dilini iyi kullanırlarmış. Jest ve mimiklerini kullanırlarmış. Drama, rol yapma kabiliyetleri gelişmiş olurmuş.Taklit yeteneği de çok güçlü olurmuş.- ki gerçekten öyle..

İçsel zekası yüksek olan çocuklar;Kendisinin zayıf-güçlü yönlerini bilirlermiş.Kararlı, bağımsız, yalnız olmayı seven kişilermiş. Onlar için hayırsa hayırmış. Duygularını doğru ifade ederlermiş.

Görsel-Uzaysal zekası yüksek olan çocuklar ise; Çevrede olana karşı çok iyi gözlemci olurlarmış. Resim yaparken anlattıkları, mırıldandıkları çok şey anlatırmış. Yapboz, şema-grafik tamamlamayı severlermiş. Sunumla öğrenmeyi çok severlermiş. Gittiği yeri unutmazmış.. (Ne kadar doğru)

Okul seçiminde ileride spor ve matematiği kuvvetli olan bir yerin şimdilik Efe için iyi olabileceğini söyledi Merve Hanım.

Bunları dinleyince gerçekten Efe bu dedim kendi kendime. Çok iyi gözlemlemiş Merve Hanım gerçekten.


Bunun haricinde Sosyometri testi yani arkadaşlık ilişkilerini ölçme dedikleri bir test yapmışlar.
Soru şöyleymiş: Lunaparka gidecek olsan yanında okuldan kimleri götürürdün? 3 kişi söyleyebilir misin?
Bizim oğlan Pelin ve Poyraz demiş tabi. Bu testi uyguladıklarında Can yokmuş. O yüzden 2 kişi söylemiş sadece..

Bir de her gün sabah bir kağıttaki yüz ifadelerini gösterip "Bugün okula nasıl geldin?Mutlu mu, üzgün mü, kızgın mı, vs." diye sorup bir de nedenini soruyorlarmış. Bizim oğlan hep mutlu geldim diyormuş. Okulu seviyormuş. Neden mutlusun sorularına da verdiği cevaplar güldürdü beni:

Mutluyum çünkü servisle geldim
Mutluyum çünkü bugün gezi var.
Mutuyum çünkü bugün beyaz arabayla geldim.
Mutluyum çünkü oyuncak getirdim vs. vs..

Çok güzel bir görüşme oldu bence. Faydalıydı. Ayrıca öğretmenler Efe'yi gerçekten iyi gözlemlemişler bu da çok hoşuma gitti..