Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

25 Şubat 2014 Salı

Sanatci Efe..


Dun aksam eve gittigimde duvarlarimizi cok renksiz bulan oglumun mutfak duvarina yaptigi resim beni bekliyordu.Once "V yapiyorum" ile baslamis sonra resmini bir kalp ile tamamlamis..Bakalim bu duvarlar daha ne samat eserleriyle dolacaklar..

7 Şubat 2014 Cuma

Efe'ce...

Artık iyice sohbet moduna geldi.. Bizi çok güldürüyor konuşmaları bazen.. Büyümüşte küçülmüş sanki..Bizden uyduklarını aynen, aynı vurgularla söylüyor.. Öyle de yerinde kullanıyor ki şaşırıp kalıyoruz bazen.. İşte 2,5 yaşında Efe'nin dilindekiler, sevdikleri..

Bizim yatakta uyandığı bir sabah, babası giyiniyor, ben de sıcacık Efe'ye sokulmuş sabah keyfi yapıyorum 5 dakikacık daha.. Efe bir anda uyanır, yatakta oturur ve:
-Helloo canıımmm.. :)

Bir pazar sabahı uyanan Efe annesine sorar:
-Saat kaaçç?
-9.30 annecim
-Iııhhh sıfır buçuk olsuunnn.
-Yok 9 buçuk Efecim.. Napacaksın saati?
-Bir türlü bilemiyorum kiiii.. acaba napsam?? :)

Armut dibine düşer mi deseemmm ne desem bilemiyorum ama benim oğlumun en büyük ilgi alanı bankalar, kredi kartları,pos makineleri, atm ler ve para.. Daha küçücüktü kredi kartlarını duvara sürter, vıjjt diye ses çıkartırdı.. Şimdilerde her akşam legolardan pos makinesi yapıyorlar babasıyla. Kartı sokuyor,şifre giriyor, bu arada bip bip sesler çıkartıyor. Makineden çıkan fişi alıyor ve kartımızı unutmuyoruuz diyip kartını da alıyor..
Anneannesiyle gündüzleri dışarı çıktıklarında evimizin olduğu caddedeki tüm bankaları geziyorlar.. İçeri girip sıra numarası alıp oturup bekliyor.. ATM boşsa para çekip para yatırmış gibi yapıyor. Sonra da "Efe bugün çok çalıştı" diyor yavrum.. Bankada çalışmanın böye birşey olduğunu sanıyor garibim..:)

Bütün bankaları ezbere tanıyor. Dışarıda şubelerini gördüğünde veya kredi kartı gördüğünde, pos makinelerinin üzerinde gördüğünde hemen sayıyor:
Yapı Kredi
Finansbank
Akbank
Şekerbank
İş Bankası
Halkbank
Fibabanka
Ing Bank veya aslanlı banka
Türkiye Finans
Bank Asya
Alternatif Bank
Ptt
Axa Sigorta... hangisini gösterirseniz gösterin biliyor valla.. Değişik bir çocuk benim oğlum..

Anneannesinin cüzdanında para görememiş bir gün. Annem de anneanne ptt den maaşını çekecek, ama şimdi parası yok demiş.Efe:
-Parasıız seniiii!!! Moneysiz seniiii!!


Efe: İnsanların yüzü kremle tamir edilir.
diyip annemin yüzüne krem sürmeye çalışmış bir gün..
Annem: Efecim benim yüzüme niye krem sürüyorsun?Neresi tamir edilecel?
Efe: Burası diyip annemin yüzündeki kırışıklıkları göstermiş ve Kırılmış.. demiş.. :)

Haftasonları fiks diyalog:
-Efecim acaba bugün nereye gitsek?
-Acabaa Yapı Kredi Bankasına mı gitsek?
-Bilmem.. yoksa İş Bankasına mı gitsekk??
....

Annesinin ve babasının nerede çalıştığı konusuna hakim..:)

İstemediği birşey yaptırmak istediğimizde hemen cevabı yapıştırıyor: Yoookk..
-Efecim yemek yer misin?
-Yoooo
-Efecim hadi bu kazağını giyelim
-Yoooo

Kazak demişken, son zamanlarda belli başlı birkaç kıyafete takmış durumda. Farklı birşey giydirirken çok zorlanıyoruz, hatta giydiremiyoruz. Ancak ağlaya ağlaya, zorla giydirirsek giyiyor. Giyip dışarı çıktıktan sonra problem yok ama aahh o giydirmek yok muu.. İlla annesinin aldığı kırmızı kazağı giyecekmiş beyefendi.. :)

Küçüklüğünden beri süren pike, battaniye sevdası devam. Evde Snoopy'nin sahibi Charlie Brown gibi sürekli bir pike/battaniye ile dolaşıyor. Onsuz asla uyumuyor. Süt içerken yanında istiyor.. vs..vs..

Cep telefonu elindeyken birini arıyor bazen alakasız.. hemen getiriyor telefonu ve
Efe birini aradı sankii..
Efe mesaj gönderdi sankii.. diyor..

Her çocuk gibi acaip meraklı. Burada ne yazıyor? Burası neresi? Okuyalım.. en çok kullandıkları.. Anne yazalım, baba yazalım, efe yazalım.. Akbank yazalım.. gibi aklına gelen herşeyi de yazdırıyor bize..

Yanımızda yatarken sarılmamı isterse: Tutıym seni diyor.. Bu Efece de Sarıl bana demek..
Bu arada yeri gelmişken bazı şeyleri 3. tekil kişi kullanarak, bizim ona söylediğimiz gibi söylüyor..Mesela:
-Su mu içeceksin?--->su içicem demek.
-Süt mü istiyorsun?
-Uykun mu geldi?
-Tutıym seni..
gibi..

Komik bir huyu var. Mesela sabah Altan'ı yolcu ediyoruz işe.. kapıyı kapatır kapatmaz "Babayı arıyalım" diye tutturuyor. Ben gidince anneme "anneyi arayalım", akşam annem gidince "anneanneyi arayalım.."..Komik oluyor :)

Bana acaip düşkün.. Hem seviyorum hem de rahatsızım bu durumdan çünkü çok yorucu olabiliyor..

2 yaş sendromunu biz 18 ay civarında doruk noktasında yaşadık, biraz erken olarak.. Şimdilerde maşallah, nazar değmesin, daha sakin, daha söz dinleyen, daha az inat eden bir çocuk oldu Efe.. 1,5yaş zamanı ise felaketti. Sürekli ağlamalar, sokakta onun istediği yöne gitmiyoruz diye tepinmeler, yere oturmalar.. Dediğini yapmayıp kucağımıza alıp götürünce yüzümüze vurmalar.. Ahh ahh ne çektik bir bilseniz.. Çok hareketli bir çocuktu Efe, hala öyle ama o hiç kapanmadan herşeye bağıran, ağlayan Efe gitti gibi.. Hala inatlaşmalar oluyor tabi ama genelde yok niye pos makinesine şifreyi ben girmedim, yok niye Denizbank'a gitmedik diye oluyor genelde ağlayıp zırlamalar.. Genelde sakinliği, huzuru seven bir çocuk Efe..

En sevdiği oyuncaklar legolar.. Her akşam Altan eve geldikten sonra yatana kadar lego oynuyorlar genelde.. Neler yapmadılar ki legodan? Pos makinesi, bankamatik, otopark yapıp arabaları parkettiler, Finansbank asansörü, Anneannenin evinin asansörü,1. köprü, 2. köprü.. Bazen kendi kendine de gayet güzel oynayıp birşeyler yapıyor sonra da gösteriyor mesela "asansör yaptıım" diye sevinçle.. hayal gücü gelişiyor.. seviyorum legolarla oynamasını.. hakkını veriyor..

Daha küçükken korkuları vardı. Mesela sesli oyuncaklardan korkardı, ağlardı. Şimdilerde azaldı iyice.. Yeni şeylere daha açık.. Peluş oyuncaklardan nefret ederdi. Geçen ay oyuncakçıda kendisi Balık şeklinde oyuncak almak istedi ve bazen onunla uyuyor..

Düşündükçe insanın aklına neler geliyor ama kalanlar da başka bir yazının konusu olsun.. :)

İlk ve umarım son vukuatı..

3 hafta kadar önce bir cumartesi sabahıydı.. Gün gayet güzel başlamıştı oysaki..Efe ile uyuyan babasını uyandırmaya gitmiştik.Onları yatak odasında bırakıp mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım. Yatak odasından çıkıp yanıma gelmek isteen Efe koridordan koşarak geçtikten sonra ayağı kayıp düştü ve ağlayarak yanıma geldi. Ben, yine acıyan yerlerini öptürecek diye düşünürken alnında tuttuğu elini çekmesiyle neye uğradığımı şaşırdım.. Meğer düşünce alnını duvarın en altında, süpürgeliğin köşesine çarpmış. ve kafasında duvarın izi gibi bir göçük ve kan vardı. Sadece "Altan,koşş" dediğimi hatırlıyorum.. Sonrası, hastaneye gidene kadar bölük pörçük.. Havluyla yaraya pres yaparak kanı durdurmaya çalışmakla geçti hastane yolu.. Acilin kapısından girdiğimizde kan durmuştu neyse ki.. Dikiş atılacak dedi doktor.. Ama daha çook küçüük diye geçirdim içimden.. Bizi dışarı çıkarttılar ve kundaklayıp yatırdılar oğlumu yatağa.. hareket edemesin diye.. Yine de ayaklarıyla tepmeyi başarmış bizim tosun.. :) Sonuna doğru "bittiii bittiii" diye haykırıyordu..
Sonra 2 hafta boyunca göremedik dikişler nasıl, yara ne durumda diye..Üstünde bant vardı. Geçen hafta bant açıldı, dikişler alındı ve 3 ay boyunca süreceğimiz, dikiş izini minimuma indirecek kremi günde 2 kere sürmeye başladık.. 4 dikiş atılmış..Şimdi alnında pembe bir dikiş izi var..
Allahtan gözüne gelmedidiye dua ediyorum tabi.. Allah korudu..:)

Olayla ilgili Efe ile sohbetlerimizde hep şunları söylüyor kuzum:
Efe:Efe koşarken duvarın köşesine çarptı. Şifa'ya gittik. Efe'nin alnını tamir ettiler, tamir bandı taktılar.. :)
Annesi: Demek ki neymiş Efecim?
Efe: Koşmak tehlikeliymiş.
Annesi: Ne yapmayacakmışız?
Efe: Koşmayacakmışız..
Koca bir yalaann.. hala patır patır koşuyor evin içinde..

Bu arada geçen hafta dikişleri aldırmaya hastaneye annemle gittiler. Doktor yatağa yat demiş. Bizimki "Ihıhhh koltuktaa"demiş. Annem Efecim neden yatmıyorsun diyince cevabı: Orada bağlıyorlar olmuş..
Yazık yavru kuşumaa.. Umarım fobi oluşmaz doktora karşı..