Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

20 Mayıs 2014 Salı

Haberler...

Aylar oldu yazmayalı.. Önce fotoğraf makinem bozuldu. Tamire vermeden önce tüm fotoğrafları bilgisayara attım sanıyordum ama nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde atamamışım.. Dolayısıyla hikayesi yazılmayı bekleyen epey bir fotoğraf silindi gitti.. Kısaca neler oldu bakalım..
Şubat ayında Efe'yi anneme bırakıp 5 günlüğüne Venedik Karnavalı'na gittik.. Orada gördüklerimiz, yaptıklarımızı http://duygunungezdikleri.blogspot.com.tr/ de okuyabilirsiniz.
Şimdilik yurtdışı seyahatlerine Efe'yi götürmüyoruz.. Çünkü malum bizim haşarı oğlan pek yerinde durmuyor. Yürümeyi seviyor evet. O açıdan iyi bir gezi arkadaşı olacak gibi duruyor ama iş bir yerde oturmaya gelince pek hoşnut olduğu şeyler değil bunlar.. Bu yüzden hem ona eziyet etmemek için hem de kendimiz de gezdiğimizden anlayalım diyerek şimdilik böyle ufak kaçamaklar yapıyoru.. Büyüyünce kızar mı acaba bize??

Yine de hakkını yemeyeyim İstanbul'da dışarı gittiğimizde artık masada oturarak daha fazla vakit geçiriyor. Maşallah son aylarda biraz daha büyüdü de oturup sohbet etmekten hoşlanır oldu..

Sayılara inanılmaz ilgili.. Televizyon kumandasıyla kanal değiştirirken "bu kaçıncı kanal?" ile başlayan merakı gün geçtikçe artıyor.. Sokakta her gördüğü, dokunabileceği yükseklikteki apartman numaralarına dokunuyor. Cep telefonunda sürekli bir rakamlar yazıp bu kaaç diye soruyor. Bazen de "789 yazdıımm" diye gerçekten de 789 yazıyor..
Artık tek hanelileri bıraktı 1000,1535 gibi sayıları da okuyor gayet.. Sokakta her gördüğü sayıyı söylüyor "Burada bu yazıyor, burada şu yazıyor" diye..

Değişik bir çocuk Efe.. Farklı zevkleri var. Gören herkes okuma bildiğini sanıyor ama aslında öyle değil tabi.. Banka logolarını ezberliyor, veya sayıları sürekli sorduğu için ezberlemiş logo gibi.. Ama tabi bunun arkası okumak olabilir.. Çok teşvik etmek istemiyoruz ama sorunca cevap vermemeyi de yanlış buluyorum. Ama umarım bunun sonu okumayı öğrenmek olmaz. Çünkü deneyimli herkes bu kadar erken okumanın iyi bir şey olmadığını söylüyor.. Sonra okuldaki yaşıtlarını küçümsüyor diyorar aynı şeyi yaşayan insanlar.
Laf ebeliğine devam tabi ki.. Anında not etmeyince unutulup giden o kadar çok lafı var ki..
En sonuncusu mesela:
*19 Mayıs için yine Efe'yi bırakıp yurtdışına gittik. Bizim evden çıkıp anneannesinin evine giderlerken annemle arasında geçen diyalog:
-Efe, istersen gitmeyelim burada kalalım, Efe'nin evinde kalalım
-Boşver Efe'nin evini şimdi...

*Bazen istediği bir şey olmayınca, yapılmayınca sinirleniyor, gidip koltuğa, kendi bacaklarına, o an elinin altında neresi varsa oraya vuruyor. Tabi bu bazen biz de olabiliyoruz ama anneannesi yarı şaka yarı ciddi "Yanlışlıkla oldu herhalde?" demiş bir kere. Şimdi bize vurduysa biz ona sert sert baktığımız anda kendiliğinden diyor: Yanlışıkla oldu herhâlde.. :)

Bundan sonra böyle diyalogları kaçırmadan yazmak istiyorum. Umarm yapabilirim..
Daha sık yazabilmek is-ti-yoo-ruummm..!!

Hiç yorum yok: