Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

27 Şubat 2012 Pazartesi

Adım adım İstanbul...

Pazar günü İstanbul'da hava harika olunca epeydir uzak kaldığımız Taksim-Sultanahmet bölgesine gidelim ailecek dedik ve Efe meyvesini yer yemez,çok da geç kalmayalım diyerek soluğu aldık Taksim'de. AKM otoparkına bıraktık arabamızı ve önce arabada Efe'ye sebze püresini yedirdim. Böylece tok olarak geziye başladı Efe. Daha The Marmara'nın önündeyken annem aradı "Taksim'de Hocalı olayını ve Ermenileri protesto yürüyüşü var dikkat edin" diye. Şöyle bir baktık, ortalık fena görünmüyordu. Daldık İstiklal caddesi'ne, karıştık kalabalığa..
Daldık dalmasına da Demirören AVM'ye geldiğimizde asıl kalabalığın orada olduğunu gördük,  kendimizi attık AVMye.. Biraz dolandıktan sonra dışarının boşaldığını düşünerek çıktık sokağa ama Galatasaray Lisesi'nin önünde gördük asıl kalabalığı.. 5-10dak bir pasajda mahsur kaldık izdihamdan korunmak için ve sonra yine tam gaz devam ettik yola. Zaten az ileride insanlar iyice azalmıştı.
Bu arada iyi ki fotoğraf makinemizi yanımıza almamışız yürüyüş yapıcaz ağırlık olmasın diye.. O kalabalıkta zor olurdu. Malum fotoğraf makinemizin kocaman bir çantası ve bir dolu objektifi olunca taşımak bazen mesele olabiliyor. Biz de çoğu yurdum insanının yaptığı gibi telefonla çektik 3-5 fotoğraf bu günün anısı olsun diye..;)
Tünel'e kadar yürüdük.Özlemişim çok. Bir zamanlar neredeyse her haftasonu giderdik. Herşey aynıydı, iyiydi hoştu ama şu dışarıda masa sandalye olmaması olayı çok kötü olmuş bence. Masalar kalktıktan sonra hiç gitmemiştim, sadece haberlerde gördüğüm kadarıyla bilgim vardı. Cidden hiç hoş olmamış. Nevizade falan her zamankine göre boştu- ki gündüz bile kalabalık olurdu.. Hadi şimdi neyse de yazın iyice kötü olur bence..

Tünel'e geldiğimizde Efe uyuyunca biz de gaza gelip haydi dedik devam... Yokuş aşağı, Galata Kulesi'ne indik.



Oradan Karaköy'e, Galata Köprüsü'nden geçerek Eminönü'ne ulaştık. Eski formumuzu kaybetmişiz. Hep yürüdüğümüz yoldu oysaki.. Yorulduk epey.


Gülhane'de North Shields'da mola verdik. Burası bizim çok sevdiğimiz bir mekan. Hep yabancılar geliyor ve kendi liglerindeki maçları seyrediyorlar. Ortam güzel,sakin. (arada gaza gelip maç izlerken bağırıp çağıran İngilizler oluyor tabi ama;))


 İçeri girdikten kısa süre sonra Efe uyandı. Saatler 16.00ı gösterince bar mar demedim, oğlumun yoğurdunu yediriverdim. İlginçtir evde zar zor yoğurt yiyen çocuk orada bayıla bayıla, hiç söylenmeden yedi yoğurdunu. Mutlu etti annesini.


Eee maaile depomuzu doldurunca yola devam ettik, istikamet önce Sultanahmet, sonra Çemberlitaş. Oradan da taksiye binip Taksim'e,otoparka geldik. 13.05 te indiğimiz arabaya 17.30 gibi bindik. Uzun ama çoookk keyifli bir yürüyüşün ardından yorgun ve mutlu bir şekilde kendimizi eve attık.
Hamileliğimden sonra hiç gidememiştik o taraflara. Özlemişiz..İyi geldi..Arasıra tekrar etmek lazım;)
Bu arada oğlum bu gezi sırasında çok uslu durdu. Hiç sorun çıkarmadığı için alkışlar Efe'ye..Umarım hep böyle gezmeyi seven bir çocuk olur.. O zaman nerelere gideriz biz nerelere;)

Hiç yorum yok: