Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

13 Nisan 2012 Cuma

Cucu teyze 30 yaşındaa..:)

Benim kardeşim yok ama kardeşim kadar yakın olduğum insanlar var hayatımda.. Bunlardan biri de Efe'nin Cansu teyzesi. Yıllarca aynı okulda olup birbirimize aşina olduğumuz halde ancak üniversitede, İtalyan Kültür Merkezi'nde italyanca öğrenmeye karar verdiğimizde tanışmak, kaynaşmak ve bir daha ayrılmamak kısmet oldu.
İşte benim Cucumun, oğlumun da Cansu teyzesinin geçtiğimiz haftasonu 30.yaşgünüydü. Herkes çocuklu olunca kutlamak için kahvaltının daha uygun olacağını düşünmüş Cansu ve İlker vee böylece hep beraber Şaşkınbakkal'daki Palma d'oro'ya gittik. Palm d'oro brunch için favori mekanım diyebilirim.. Ne ararsan fazlası var. Kışın sıcak şarap, yazın normal şarap çeşitleri bile..:)

Bir kadın için belki de en önemli yaşı diyebilirim sanırım 30 yaş için.
Cansucum..
Bu 30 yılda birçok şey yaşadın, birçok insan tanıdın. Okullar bitirdin, bir sürü şirketi denetledin, bir dolu gezdin dolaştın, yeni tatlarla tanıştın. Evlendin, evini kurdun. Bundan sonra da birçok şey yaşayacaksın amaaa...yapamayacağın şeyler de var bundan sonra..mesela artık memur olamazsın.. Otuz yaşını aştığına göre artık genç değilsin..Olgunluk zamanların artık,çıtırlık bitti. "Otuz yaşında koskoca bir kadın" olarak hayata bakacaksın. Ama yine de sen otuz yaşına çok da bir anlam yükleme. Hayatın, yeni yaşının sana getirdiklerinin keyfini çıkart..
Bu yaşın Zeynonla beraber geçireceğin ilk yaşın bir kere..Artık her sene onunla daha da gençleşicen bence,o büyüdükçe enerjisi sana da geçecek,yaşının pek bir önemi olmayacak.
Amaaaann otuz da neymiş.. daha sırada kırklar,elliler,atmışlar,yetmişlerrrr,seksenleerr..hepsi vızz gelirr sana;yanında iki aşkın,ailen,dostların olduktan sonra...
İYİ Kİ DOĞDUUUUUUNNN!!!!!!!!!!!
....Gelelim bu özel günde yaşadıklarımıza.. Uzuunn bir masada 6 çocuk olunca mama sandalyesi hiç boş kalmadı. Sürekli bir anne, elinde tabak, çocuğuna yemek yedirme peşindeydi. Çocuklarsa gözleri birbirlerinde ve birbirlerinin yediklerinde bakındılar sürekli.
Sırayla uyudular, uyandılar, yine yemek yediler.. Hep beraber çok güzel bir gün geçirdik. Havanın harika olması da cabasıydı..:)

İşte Tosun Efe ile Deli Zeyna'nın fotoroman tadında kahvaltı macerasından görüntüler.

Zeyno: Şişşştt Tosun yaaa,  annemler konuşurken duydum, birazdan bize yemek yedireceklermiş. Ben yemiycem, gel anlaşalım sen de yeme. Sonra annem hep seni örnek gösteriyor bana, uyuz oluyorum. Daha da bir yemeyesim geliyor;)
Efe: Nee.. yemek miii.. Olmaz Zeyno, yemem lazım. Daha çok büyüyüp seni daha iyi sarabilmek için yemek yemeliyim, kuvvetli olmalıyım.. Bu arada senin ellerin ne güzelmiş öylee..


Efe: Annem nerede yaww? Benim meyve püresi saatim geldii.. Üff benim yemek yemem lazıııımmm..
Zeyno: Bu denizkızı çok güzel bir oyuncak yaa..Ben yemek yerine bunun saçlarını yesem olmazmı ki acabaa? Bu tosun da oyunbozan çıktı, yine hapur hupur götürecek yemekleri..:(


Efe: Zeynooo, o denizkızını bana veerrr.. Bak boğazına yapıştım, anne-baban görmeden ver çabuk kız..
Zeyno: İmdaaatt!!Dudu teyzeee..yetiş nolur, tosunun meyvesini yedir çabuk, yoksa o beni yiyecek..!!


Efe: Zeynooooooo.. çıkart o borazanı ağzından. Zaten dişin de yok daha.. Bak anlaşalım sen bana deniz kızını ver, ben de sana borazan oyuncağımı vereyimm.. Bu arada diş demişkeen.. sana ağzımdaki diş koleksiyonumu göstermiş miydim?
Zeyno: Ya tosun yaaa, ama bu çok lezzetlii.

Efe: Ba-baaa,baa-baaa,ba-baaaa.. yeter artık sen de çekmesene yaa..
Zeyno: Altan amcaaa, benim şöyle güzel birkaç fotoğrafımı çeker misiin? söz sana çok güzel pozlar vericeemm.


Zeyno: Hatta verdim bile.. Çok tatlıyım di miii;)
Efe: Üffff çok sıkıldıımmm.. Zeyno da sürekli şu borazanı yemeye çalışıp duruyor. Biraz benimle ilgilense ya.. Sert adamım beeennnn.. Heeeeyyyyyyyyyyttt, varmı bana yan bakan;)
Zeyno: Offf şu tosunun bakışlara bak yaa.. Sert adam valla. Borazana sıkı sıkı yapışayım da yere düşmesin, kızar mızar sonra..


Efe: Aaaa o annemin elinde gördüğüm meyve püresi mii? Gözlerim parladı sanırım yemek görünce.. Kendileri deminden beri yiyip duruyor, nihayet beni de hatırladılar valla..

Efe ve Zeyno: Bu anneler de kafayı eğitimle bozmuşlar. Sürekli bir kitap, eğitim falan.. Yok motor becerilerimiz gelişiyormuş, yok zihinsel gelişim için eğitim şartmış falan filan. Neyse eğitim şart!! Bari kitabı okuyalım kardeş kardeş..;)


Efe: Annemi çooooooooookkk seviyoruuummmmmm.. Hep benimle olsun istiyoruuummm.. Sanırım o da beni seviyooo..


Efe: Ya ama anneeeeee.. Oturmak istemiyoruuuuumm, anlamıyor musun halaa? Ben ayakta durucaaaaaaamm. Bana ne, bana nee!!


Efe: Yaaaa, ben ayakta durucam diyoruumm, babam beni kucağına alıyoo.. Babaaaa bırak beni yaaaaaaaaa... Zaten gözüme güneş geliyor, sinir oluyoruumm.. Nerede benim güneş gözlüğümm??

Zeyno: Anneciiimm,İyi ki doğmuşsun da beni doğurmuşsuunn..


Efe: Zeyno nerde yaaa?? İlker amca da beni pek bir sahiplenmiş..Bu adam beni seviyor galibaa.. İlker amcaaaa, sana baba diyebilir miyiimm?

Efe: Baaa-baaaabaa-baaaabaa-baaaaabaaa-baaaaaaaa....
Altan: Duygu bak, güzel çek, parlama olmasın..Senin fotoğrafların hep güzel, çünkü ben çekiyorum. Ama benimkiler kötü oluyor sonra. Beğenene kadar çekeceksin ona göre;)

Hiç yorum yok: