İçeri gülerek girdi ama kaçarak çıktı resmen. Soyunana kadar herşey yolundaydı. Gülücükler dağıtıyordu resmen. Ne zaman ki Nilgün Hanım soğuk steteskopu vücuduna değdirdi, kıyamet koptu, üzerine kulak muayenesi, ağız muayenesi, baş muayenesi falan derken iyice zıvanadan çıktı Efe.. Kilosunu ve boyunu ise nasıl ölçtüğümüzü ne siz soruunn ne de biz söyleyelim.. :)Sonra sakinleşince odadaki tabureyi falan yerde sürümeye, dolap kapaklarını açıp kapatmaya falan başladı tabi yine ama yine de koşarak çıktı kapıdan.. :)
Gelelim muayenemize..
*Efe bir süredir köfte,pilav,yoğurt, tarhana çorbası, düğün çorbası haricinde yemek yemiyor gibi.. Sebze yemeklerini ve kahvaltıyı ağzına sokamıyoruz..Acaip önyargılı durumda. Doktor ısrar etmememizi, inatlaşmamamızı tembih etti. Ama ara ara da denememizi ve normal yemekleri de sunmamızı söyledi. Çünkü sebze için kavanoz mamalarını veriyoruz yesin diye.. Onlara bayılıyor.. Malum 2 yaş sendromu başlamak üzere olduğundan inatlaşırsak daha uzun sürebilirmiş bu durum. Bir de takviye olarak sebze vitamini verdi. Nutrigen Veggie Şurup. Günde 1 kere 15ml içecekmiş bu şuruptan..
*Takıntıları var mı diye sordu doktor.. Kavanoz mamasından başka bir takıntısı yok oğlumun dedim.. :)
*Israr etme, ve eğer istediği yapılmazsa kendini yerlere atma, tepinme durumları? dedi.. E biraz oluyor arada ama hemen kucağıma alıp kafasını dağıtmaya çalışıyorum dedim.. Çok doğru birşey yaptığımı söyledi.. :) Yine inatlaşma yapmayacakmışız..
*Kakasını yaparken özel bir yere gitme,kaçma, saklanma, utanma var mı diye sordu..
Evet, bir süredir kaka yapacağı zaman bizden ayrı bir yere gidiyor ve orada bekliyor yapana kadar. O arada yanına gidersem kaçıyor, sonrasında da bezini değiştireyim dediğimde de kaçıyor. Oyun yaparak yakalayıp değiştiriyorum.
Bunun sebebi bu işin özel olduğunu artık anlamasından kaynaklanıyormuş.. Özel olduğu için de bizimle aynı mekanda bulunmak istemiyormuş.. Gayet normalmiş..
*Rutinini sordu: Sabah 8.30-9 gibi kalkıyor. Bazı dönemler 10 a kadar uyuduğu da oluyor. Uyanınca hemen yataktan almıyoruz, kendi kendine oynuyor, konuşuyor, sonra zaten "beni alın" viyaklamalarına başlıyor. Duymazsak biberonunu yere fırlatıyor ses çıkartmak için.. :) Bezini ve kıyafetlerini de değiştirdikten sonra kahvaltısını hazırlıyoruz. 200ml inek sütü, 1 yumurta ve 1 yerli muzu (yerli yoksa 1/2 ithal muz) blenderda çekip biberona koyuyoruz ve mama sandalyesinde veriyoruz(sabahları da sofraya oturulur, kahvaltı edilir demek istiyoruz yanii;)). Bir kısmını içiyor sonra inmek istiyor..Sonra oyuncaklara dalınca içmeyi unutuyor tabi, bu kez yatağına götürüyoruz, orada 10 dakika içinde bitirip kalkıyor. Günde bir kez 3 saat civarında uyuyor. Sabah kalkış saatine göre 12.00-13.30 arası bir saatte yatıyor. Uykuya dalması için biraz inek sütü veriyoruz. (Öğleden sonrası için de 200ml inek sütü veriyoruz toplamda, bir kısmı uyumadan önce).. Sütü içerken veya içtikten sonra uykuya dalıyor. 2,5-3 saat gibi uyuyor. Uyandıktan sonra yemek yediriyoruz.. 15.00-16.00 arası bir zamana denk geliyor.. Eskiden uyumadan önce yediriyorduk ama Nilgün Hanım verdiğimiz kahvaltının kuvvetli olduğunu ve 12 gibi acıkmayacağını, onun için yemek saatini kaydırmamızı önerdi..Biz de öyle yaptık çünkü gerçekten de yemek istemiyordu.. Hava güzelse uyumadan önce veya uyandıktan sonra anneannesiyle dışarı çıkıyorlar hava alması için. Haftasonları ise vaktinin çoğu dışarıda geçiyor zaten bizimle.. Mümkün olduğu kadar açıkhavaya götürmeye çalışıyoruz. Kapalı alanları, alışveriş merkezlerini zaten biz çok sevmiyoruz. Kaldı ki çocuk için çok da sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Mikrop yuvası gibi geliyor. Açıkhavada mikroplar kırılıyor. Bence daha mantıklı ama tabi herkesin düşüncesi kendine,ille doğrusu budur demiyorum, diyemem.
Ama biz hava buz kesmediği sürece, sıkı giydirip açıkhavada geziyoruz Efe ile. Ancak alışveriş merkezinde işimiz varsa veya hava yağmurluysa veya gerçekten buz kesiyorsa o zaman ev haricinde bir ortama girsin, enerjisini dağıtsın diye gidiyoruz tabi AVMlere..Ama Efe'nin de pek hoşlandığını söyleyemiycem açıkçası. Parlak ışıklar, statik elektrik yüklü ortam, kalabalık ortam, sıkışık, dar koridorları olan mağazaları görünce huysuzlanıyor oğlum.
Akşam yemeğini genelde 19.30-20.00 gibi yediriyoruz. Denemelerimizde gördüğümüze göre akşam daha hafif yemek istiyor kuzum. Onun için doyurucu çorbalar tercih ediyorum akşam için. Kıymalı tarhana çorbası, kuzu incikli düğün çorbası, yoğurt çorbası, tavuklu tel şehriye çorbası gibi.. Özellikle tarhanayı çok severek içiyor Efe... Eskiden 21.00-21.30 gibi yatmak isterdi ama hem benim hem babasının mesailerinden sonra, gündüz de 3 saat uyumaya başlayınca akşam yatış saatini ileri attı. Artık 22.00-22.30 gibi yatıyor..
Yemek sonrası saat 21.00 gibi bir miktar Aptamil hazrılıyor ve veriyorum çünkü yine tecrübelerimize göre bazen sırf Aptamil içmek için yatmak istiyor ama biberonu boşaltınca bapırıyor ve kesinlikle yatmak istemiyordu. Bu şekilde yapmaya başlayınca gerçekten uykusu gelince gitmek istiyor. Zaten saati az çok tahmin ettiğimiz için 22.00 gibi biz de pijamasını/ uyku tulumunu giydiriyor, bezini değiştiriyoruz.
Evet, uykusu gelince oyun oynuyor da olsa hemen geliyor yanıma, elimi tutup ayağa kaldırıyor beni ve odasına götürüyor, yatağına çıkmak istiyor.. Yatarken 210 ml aptamil hazırlıyorum. Deli gibi uykusu yoksa yani hemen sızmıyorsa onu bitiriyor. Bağırarak çağırıyor yanına, boş biberonu yattığı yerden uzatıyor bana, içinde 120ml aptamil olan yeni biberonu alıyor ağzına.. Çoğunlukla onu bitirmeden uyuyakalıyor. Bazen de onu bitirdikten sonra yatağın içinde döne döne, debelene debelene uykuya dalıyor. Maalesef henüz deliksiz uyumuyor Efe. Şimdiye kadar deliksiz uyuyduğu toplam 3 gece oldu.. :)Genelde 2.30-5 arası 1 bazen de 2 kere kalkıyor. Son zamanlarda bazen de sabah 6.30-7 gibi bir kere daha uyanabiliyor. Her seferinde süt istiyor ama her seferinde biberona koyduğum sütün tamamını bitirmiyor. 10-15 ml içip biberonu kenara atıp dönüp uykuya devam ediyor çoğunlukla.. Ama su verirsem hemen uyanıyor ve kızıyor. 6.30-7 gibi uyanmaya başladığında önce 1-2 gün herhalde uyumayacak bundan sonra diyip yataktan almıştım .ok kızdı, bağırıp durdu. Tekrar yatağa dönmek istedi.. Artık almıyorum, biberonu veriyorum ve tekrar uykuya dalıyor hemen..
*Konuşma durumunu sordu, 15-20 kelimesi var mı dedi.. Pek yok gibi dedim.. Dilinde çok şey var ama pek anlaşılmıyor dedim.. Düşündüm sonra söylediği kelimeler: Baba,anne,güner, duygu,altan, yapma,hadi,gel,al,araba(abba),aba(abla), hakkı(???),mama(yemek),meme(süt).. eh 14 kelime geliyor aklıma..aggum yani bu ne? yi de sayarsak 15..:) Bunun dışında anlatmaya çalıştığı şeyler var ama net değil.. Ama söylediğinden çok daha fazla kelimeyi anlıyor, biliyor. Lego, ayak, ayakkabı,biberon, süt,su,bıcı bıcı, kızıyorum!,atta gidiyoruz,yüzük,saat ilk aklıma gelenlre. Ha bir de şampanyayı öğrenmiş. Nasıl derseniz sürekli aldığım bir yemek dergisi var-La Cucina Italiana.. Yılbaşı sayısında içerisinde bir sayfada şampanyayı anlatıyordu. Efe de malum resimli dergi olduğu için sürekli sayfaları arıştırıp bu ne diye sorup duruyordu. Söylediklerimizden en çok şampanyayı beğendi herhalde şimdi her seferinde dergiyi alıyor eline, geliyor yanımıza, sayfaları hızlı hızlı çevirip (yerini de öğrenmiş bu arada- kazara geçerse o sayfayı sinirleniyor falan) o sayfaya gelince sırıtarak aggum? diyor, biz de şampanya diyince bir mutlu, bir mutlu sormayın gitsin..:) Dergi ortada değilse ve biz "Efe şampanya nerede?" dediğimizde de hemen bulup dergiyi sayfaları çevirerek buluyor yine.. :)
* Kilosu 13290.. 3 ay önce 12060dı.. Bu kez epey bir kilo almış maşallah oğlum. Boyu da 91 cm.. Bir azman olma yolunda ilerliyor gibi sanki?? Bize tepeden bakacak sanırım..
*Bu dönemlerde erkek çocukların babaya daha çok ihtiyacı olurmuş, daha düşkün de olabilirlermiş. Gerçekten Efe son 2 haftadır ağzından "babbbaa" kelimesini düşürmüyor. Ben eve geldiğimde tepki vermiyor ama babası geldiğinde koşarak yanına gidiyor ve sırıtarak bakıyor gözlerinin içine.. Sonra peşinden ayrılmıyor. Beraber legolarla araba,uçak,kamyon, gemi vs.. yapıyorlar.. Efe için hepsi abba yani araba ama olsun.. Altan azimle onların araba olmadığını anlatmaya çalışıyor.. Nilgün Hanım bu dönemde babasıyla birebir daha çok vakit geçirmesini söyledi. Malum bir rol model edinmeye çalışırmış bu dönemde..Bu sebeple babayla ilişkisi, beraberliği önemliymiş..
* Bir de oyun çadırı almamızı tavsiye etti.. O oyun çadırı onun evi gibi olacakmış. Önüne de şu aktivite arabalarından faan varsa onlardan koyun.. "Benim evim, benim arabam" mantığını edinsin dedi.. Kendine ait bir yer ve eşyaların vbarlığını yerleştirecekmişiz.. Kız çocukları için oyuncak ev tavsiye ediyormuş, erkekler için çadır, içinde oynasınlar diye.. Aktivite arabamız var, Efe'nin doğumgününde Aylin Teyzesi almıştı sağolsun.. Severek de oynuyor zaten.. Çadırı da birkaç ay önce düşünmüştüm aslında ama sonra vazgeçmiştim, doktorumuz da önerince hemen sipariş verdim Hepsi Burada'dan.. Hafta başında elimizde olur herhalde..
Üzerinde Şirinler resmi olan bir çadır aldım..:)
Asıl şimdiye kadar hiiç önemsemediğim kısım: yanında makyaj yapmamaya çalış dedi doktorumuz. Neden? diye sordum.. Bizim makyaj malzemelerimizin çekici olduğunu, ilgisini çekebileceğini, rol model edinmeye çalıştığını ve bu sayede yanlış rol model seçebileceğini söyledi.. Düşününce cidden çok haklı. Arkadaşım Aylin'in kızı Elif'i düşündüm, annesi makyaj yaparken o da taklit ediyordu eline malzemeleri alarak.. Demek ki bundan sonra dikkat etmek lazım.. Acaba yanlış yaptığım başka şeyler de var mıdır, yani dikkat etmem gereken??
Bundan sonra buna da dikkat etmek lazım.. ;)
Biz de durumlar böyle. Bu ay karma aşısı var kuzumun.. Nilgün Hanım bir de Hepatit A yı yaptırmamı söyledi. Artık Sağlık Ocakları'nda yapıyorlarmış Hepatit A aşısını da.. En kısa sürede götürmek lazım..
Bizden havadisler şimdilik bu kadar..