Efe'nin yaşı

Lilypie Fourth Birthday tickers

24 Aralık 2011 Cumartesi

Ek besinlere başladıııııkkk!!!!

5.ay kontrolümüzde Efe'nin bu ay 400gr aldığı ortaya çıktı. Yani, büyümesi için gerekli olan vitaminlerin tamamını artık anne sütünden alamıyor olduğu için ek besinlere geçme zamanı gelmişti.
Bu amaçla Nilgün Hanım bir program oluşturdu bize. Buna göre; sabahları işe gitmeden, saat 07.00-07.30 gibi Efe'yi uyuyor olsa bile emziricem. Daha sonra saat 10.30da annem biberonla 150-180ml arası süt içirecek oğluma. Öğleden sonra 14.00da bu ayki ek besinimiz olan havuç-patates karışımı püreyi yiyecek oğlum. Daha sonra saat 17.00da bu sefer 100ml anne sütü içine 4 tepeleme tatlı kaşığı Bebelac Çavdarlı-Mısırlı kaşık maması koyup yediricez. Gerçi henüz hiçbir yerde çavdarlı,mısırlısını bulamadık ama..:(

Sebze püremizin doktorumuz tarafından verilen tarifi şöyle:

Geceden ıslattığımız 1 çay kaşığı esmer pirinç, 1 havuç,1 patates, 1 dal maydanozu 2 kupa su ile haşlıyoruz. Sebzeler yumuşadıktan sonra maydanozu çıkartıyoruz ve tel süzgeçten geçiriyoruz. Daha sonra 1 tatlı kaşığı sızma zeytinyağı ve 1 çay kaşığı irmik ekleyip 5 dakika daha kaynatıyoruz. Veeeeee enfess, Efe'nin ağzına layık sebze püremiz hazııırrr..Bu ölçüyle yaptığımız püre 2 öğünlük olup ilk öğün sonrası kalanı cam kavanozda saklamamız gerekiyormuş.

Yemek yedireceğimiz zaman ortam değiştirmemizi, oturduğumuz odadan başka yere geçmemizi tavsiye etti Nilgün Hanım. Yemek bitene kadar kesinlikle ağzını, yüzünü silmeyecekmişiz. Böylece ağzını sildiğimizde yemeğin bittiğini anlayacakmış. Ayrıca yemeği 20 dakikada yedirmemiz gerekiyormuş. Bu şekilde bir yemek adabı ve alışkanlığı öğrenecekmiş oğlum.

Bugün ilk denememizi yaptık. Gerçi ikiye böldüğüm pürenin yarısını bile bitiremedi Efe ama olsun..20 dakikada, ilk sefer için çok da fena değil bence..

İlk denememizde Efe sürekli suratını buruşturma ve dolayısıyla tükürme hareketi yaptı. Arada güldü ama çoğu zaman ağlamaklı oldu, "anne bu ne şimdi? nerede benim sadık dostlarım memeler?bu tatsız şeyi niye bana yediriyorsun?" akışları attı.. Sonlara doğru iyice söylenmeye başlayınca, e zaman da dolunca arkası yarın dedim ve sildim oğlumun ağzını bir güzel.. Henüz mama sandalyesi almadığımız için ana kucağını mutfak sandalyesinin üstüne koyup orada yedirdik. Önümüzdeki hafta alıcaz inşallah şöyle güzel bir tane....

Beni siz uyutmadınız, ben kendim uyudum,gururluyum duruşu:)



20 Aralık 2011 Salı

Eğitim şart

4.ay kontrolünden beri doktorumuzun tavsiyesiyle Efe'yi destekli de olsa oturtmaya başladık.

İlk günlerde çok fazla oturmuş şekile kalamıyordu, hemen kayıyor ve yatar pozisyona geliyordu. Ama son günlerde artık oturmanın tadına vardı oğlum ve uzuunn süre karşılıklı oturuyor ve sohbet ediyoruz. Bu egzersizler sırasında bir de yeni aldığım kitabı açıyor ve Efe'nin sayfalardaki dokulara dokunmasını sağlıyoruz. Kitabımızın adı, Bebek Dokun Öğren: Neşeli Hayvanlar. Her sayfada çeşitli hayvanlar var. Bazılarının üstünde gerçeklerine benzer dokular var. Mesela kelebeğin kanatları, timsahın derisi, filin gövdesi dokunabilir nitelikte. Tabi biraz daha büyüdüğünde daha çok anlayacak ama şimdi de bakıyor sayfalarına ve yemeye çalışıyor:)


11 Aralık 2011 Pazar

İyi ki doğdun Elif...

Efe bugün ilk kez bir doğumgününe katıldı. Aylin ile Mustafa'nın tatlı kızları Elif'in bugün 2.yaşgünüydü. Bütün arkadaşlar tam kadro oradaydık.

Başta çok keyifliydi Efe ama sonlara doğru hem uykusu geldi hem de kalabalıktan sıkıldı sanırım ki huysuzlanmaya başladı. Arabaya binip yola çıkar çıkmaz da gözler kapandı zaten..:)

Elif 2 sene önce bugün, yağmurlu bir günde dünyaya gelmişti. Benim için ilk arkadaş çocuğu Elif olduğu için özel bir yeri vardır. Doğduğundan beri de yakın takibimizde kendisi. Çok tatlı,bıcır bıcır bir kız çocuğu oldu artık.. İnsan sürekli görünce ne kadar büyüdüğünü farkedemiyor bazen. Şimdi bebeklik fotoğraflarına bakınca ne çabuk geçti zaman diyorum. Bir bakıcaz Efe'nin de 2.yaş gününü kutlayacağız hep beraber..

2.yaşgünü Aylinlerin ve Elif'in amcası Mehmet'in evinde oldu. Aynı apartmanda oturunca 2 evi de kullandı Ak ailesi. Elif, Mickey-Minnie Mouse karakterlerini çok sevdiği için partinin konsepti de Mickey Mouse ve arkadaşlarıydı. Bütün ev bu karakterlerin oyuncaklarıyla ve resimleriyle süslenmişti. Masa örtüleri,tabaklar,peçeteler,pasta ve kuraabiyeler de hep güne özel olarak Mickeyliydi. Gelenlere hatıra olarak da Elif'in fotoğrafının basılı olduğu bir buzdolabı magneti hediye ettiler.

Aylincim, Elifinizle sağlıklı,mutlu, huzurlu nice yıllar geçirirsiniz inşallah. Elif hep böyle mutlu, neşeli bir kız olur umarım.

6 Aralık 2011 Salı

Burcu ile Serkan gelmiş hoşgelmiişşşşş

Cumartesi akşamı Efe'yi görmeye biricik teyzesi,annesinin üniversiteden arkadaşı olan Burcu ve eşi Serkan geldi. 1 seneden fazla zamandır görüşememiştik. Bol bol hasret giderdik.

Bir zamanlar hergün gördüğünüz, herşeyinizi paylaştığınız birini ne kadar zaman geçse de yeniden gördüğünüzde kaldığınız yerden devam ediyorsunuz ya. Bu çok güzel.

Saf, doğal bir dostluk oluyor okul zamanında kurduklarınız. İş hayatında olmuyor mu böyle dostluklar derseniz tabi ki oluyor ama azınlıkta bence.

Biz de Burcu'yla böyleydik işte. 5 senemiz birarada,mutlu mesut geçti. Sonra okul bitti. İş hayatı bambaşka yerlere savurdu bizi. Ben İstanbul'a geldim.(hoş beni pek savurmadı. güle oynaya, kendi isteğimle geldim ama neyse;)).. Burcu güya her haftasonu İstanbul'a gelecekti ama şu 6,5 senede toplasan 4 defa geldi anca. Zaman zaman yüzyüze,zaman zaman telefonla, zaman zaman da eposta ile güncelledik birbirimizi.

Gönül ister ki sürekli görüşelim ama olmuyor ne yazık ki.. Yine de Burcucum, seni görmek çok güzeldi. Zaman su gibi akıp geçti her zamanki gibi yanında. Efe de ilk başta ağlasa da seni çok sevdi bence. Umarım seni bir sonraki görüşü askere giderken ya da evlenirken olmaz;)

5 Aralık 2011 Pazartesi

Tosun Efe ile Çiroz Zeyno piyasada

Pazar günü hava çok güzel olunca, Alanya tatilinden beri görüşemediğimiz Yağcıgiller ile soluğu Bağdat Caddesi'nde aldık. Caddebostan'dan Suadiye'ye kadar uzun bir yürüyüş yaptık. Bu yürüyüş sırasında İlker'in de dediği gibi "sanırsın nüfus patlaması var"dı. Hava güzel olunca bebeğini ve bebek arabasını kapan caddeye gelmişti.

Efe ile Zeynep yolun büyük çoğunluğunda uyudular. Yavrularım yazık kat kat ve kalın giyinmekten kıpırdayamıyorlardı bile. Uyandıklarında caddenin yılbaşı için en güzel süslenmiş mağazası olan Vakko'nun önündeydik ve hazır uyanıklarken kucağımıza alıp gördüğünüz bu güzel görüntüleri yakaladık.

Van Kahvaltısı

Geçtiğimiz Cumartesi günü, daha önce Grupfoni'den aldığım Van Kahvaltı Sofrası Bağdat Caddesi şubesine kahvaltıya gittik çoluk çocuk. Normalde 30 tl imiş, biz 15tlye almıştık. İyi ki de öyle yapmışız. Yoksa içime otururdu valla.

Önce tereddüt etmiştik çok kalabalık olur mu, bebek arabası ile sıkıntı olur mu falan diye ama mekan genişçe. O açıdan pek sıkıntı olmadı. Sadece sürekli koşturan garsonların hızlı hareketi Efe'yi kahvaltının sonuna doğru biraz sıktı. Çocukcağız nereye bakacağını şaşırdı..

Kahvaltıya gelincee.. Peynir çeşitleri ve Van'a özel bir lezzet olan Mırtua haricinde pek memnun edemedi bizi. Hele kavut diye birşey vardı ki ağzımızda büyüdü resmen. Yutamadık bir türlü. Mekanda aynı zamanda türlü çeşit bal da satıldığı için olsa gerek genelde kahvaltı bal üzerine kurulmuştu. Yoğurt üzerine bal, antep fıstığı ile bal karışımı, süzme bal gibi çeşitlerin yanında otlu peynir ve diğer peynir çeşitleri,zeytin,domates,salatalık, cacık,mırtua,kavut,kaymak vardı. Ayrıca sucuklu,kavurmalı yumurta çeşitlerinden biri de istenebiliyor dediler. Önce sucuklu istedik. Ancak daha sonra Altan kavurmalının da tadına bakmak isteyince bir tane de kavurmalı söyledik. Hatta mekanın sahibi "hiç sorun değil" falan diyince para almayacak sandım ne yalan söyleyeyim. Ancak çıkarken 1 kişilik kahvaltıya 15 tl ödemişken tek bir porsiyon kavurmalı yumurtaya 8tl istemeleri beni benden aldı doğrusu.


Yapmak ya da yap(a)mamak

İlk aydan beri kullandığımız D vitamininden sonra 4.ay kontolümüzle birlikte hayatımıza ve Efe'nin ağzına bir de Demir vitamini girdi. Günde 2 kere, 4er damla Vegaferon içiyor oğlum.


Suratının aldığı ifadeden tadından pek hoşlanmadığını tahmin ediyorum. Bütün önlükleri, kıyafetleri pas rengine boyamasından ötürü ben de kendisinden pek hoşnut değilim.

Demir vitamininin bir kötü yanı daha var-ki bence en kötüsü. Kabız yapıyoooorr. Hamilelikte ben de kullandığım için biliyordum gerçi ama yine de belki Efe'de olmaz diye ümit ediyordum. Vitamini kullanmaya başladığımızdan beri normalde 2 veya en fazla 3 günde bir kaka yapan bebek,7-8 günden önce yapmaz oldu. Hal böyle olunca hemen doktorumuza sorduk ve günde 1 çay kaşığı zeytinyağı vermeye başladık. 2 haftadır bu durumdayız. Oğlum bu sayede anne sütü ve vitaminler haricinde bir dünya nimeti olan saf,halis sızma zeytinyağı ile tanıştı. Kaşığı yalayıp durduğuna göre tadını da fena bulmadı. Zeytinyağını içtikten sonraki ilk 1 saat içinde midesinde bir hareketler oluyor herhalde ki bacakları kasıyor ve ağlamaklı oluyor.


Umarım vitamine alışır o minik bünyesi de normal düzenine geri döner..

2 Aralık 2011 Cuma

Efe'nin adası vaaaaaaarrr!!!

Doktorumuz her ay klasik olarak Efe'yi yüzükoyun yatırarak kafasını tutup tutamadığının kontrolünü yapıyor. Annemin Efe doğduğundan beri hergün, her uyandığında 10 dakika yüzükoyun yatırması sayesinde bu kontrolden her seferinde başarıyla geçiyor oğlum. Bu ay Nilgün Hanım bu şekilde yatırdığımızda göğsünün altına yüksekçe birşey koyup destek yapmamızı ve Efe'nin elimizde tuttuğumuz bir nesneye uzanmasını sağlamamızı istedi.

Anneannesi de eve giderken bir oyuncakçıda gördüğü Playgro'nun rengarenk bir oyun halısını alıvermiş torunu için. Efe bu halıyı çok sevdi. Artık bir mammaroo'da, bir halısında vakit geçiriyor. Halı, kare ve geniş olunca da yayılarak yatıyor üzerinde. Yan yatırıyoruz bir köşeye,az sonra bir bakıyoruz bir başka köşeye kaya kaya gitmiş kendisi.. Oyuncaklara kah uzanıyor, kah onları ağzına alıyor. Hışır hışır çıkan seslere gülüyor bazen. Çaktırmadan televizyon izlemeyi de ihmal etmiyor arada;)Televizyonu göremeyeceği şekilde yerleştiriyoruz, bu sefer de kafasını geriye doğru çevirip görmeye çalışıyor. O hali de görülmeye değer oluyor doğrusu;)