Artık koccamaann bir oğlum var.. Tam 9 aylık.. Doğduğu zaman çok uzak geliyordu 9 ay.. Şimdi 1 yaşına geliyor bile.. Zaman hızla akıp geçiyor.. Haftaya hamileliği saymazsak ilk anneler günümü kutlayacağız oğlumla beraber..:)
Gelelim bu ayki gelişimimizee..
Bu ay Efe fazla kilo almamış ama çok hareketli olduğu için normal dedi doktorumuz.. 10kg 100gr oldu benim tosunumm.. Artık taşıma sınırlarımı zorluyor.. 10 lt suyu bile zor taşıyan ben, oğlumu da epey zorlukla taşıyorum.. Bir de sağolsun kucakta bile sakin durmadığı için iyice zorlaşıyor tabi..
Bu ay içerisinde Efe;
- Geçen bayramki Alanya tatilimizi saymazsak(sonuçta hem daha 3 aylıktı hem de ev ortamıydı, bol gezmeli değildi) ilk tatiline çıktı. Ve büyük ölçüde sorunsuz bir şekilde döndü. En azından otel odasını ve yatağını yadırgamadı, yemeklerini bazen normale göre az yese de yine de fena değildi.
- Yoğurt yine en sevmediği öğün oldu.
- Anneannemin "dumbala Efe dumbala, dumbala Efe dumbala" sıyla koltuğa tutunup zıplayarak dansetmeye başladı.
- Sık sık "hımm?" diyip bize bakmaya başladı..Mesela yoğurdunu mu yemiyor, küstüm konuşmuyorum seninle diyip gayet ciddi bir ifadeyle bakıyorum.. sonrasında ağzını açıyor ve yoğurdu yiyor. Her ağzını açıştan sonra da sanki "bak açıyorum işte, tamam mı?" der gibi "hımm?" diyor yüzüme baka baka..:)
-Ara ara ses açma denemeleri yapıyor. Yüksek sesle çeşitli sesler çıkartıyor, sonra çıkarttığı sesler hoşuna gidince gülüyor.
- Pearson Yayınları'na ait Neşeli Hayvanlar kitabı hala favori kitabı. Hatta Ege gezisinde kitap sayfalarına ayrıldı bile. En keyif aldığı şey kitabın sayfalarını açıp açıp yüzüne sürterek çevirmek..
- Gözde gözlüğe tahammülü yok. Sabahları lens takmadan önce gözlükle gördüyse veya güneş gözlüğü gözümüzdeyse hemen çekip almaya çalışıyor.
- Toplam 4 dişi çıktı, 5.si yolda hatta 2-3 güne bembeyaz ortaya çıkacak gibi..
- Artık sabahları annemin kucağına güle oynaya gitmiyor. Benden ayrılmak istemiyor. Annemi görünce benim gideceğimi anlıyor, onun için sıkıca bana sarılıyor. Anneme uzattığımda ve verdiğimde ise kısa süreli ağlamaklı oluyor. Ama ben gözden uzaklaşınca hemen susuyor ve anneme şebeklik yapmaya başlıyor..
- Nerede olursa olsun, ister annemin kucağında, ister babasının, ister yerde oynuyor olsun, ister mama sandalyesinde.. beni görünce "al beni" der gibi uzanıyor ve kucağıma gelmek istiyor.
- Kulağının kaşınmasına bayılıyor. Hatta bazen kaşıtmak için geliyor ve kaşımamızı istediği kulağını çeviriyor, diğer tarafa kafasını eğiyor. Bir kulak kaşınınca diğer tarafı dönüyor.. Biz kulağını kaşırken mest bir yüz ifadesiyle bakıyor.. Arada da "gıırrr,gırrr" diye mayışma sesleri çıkartmayı ihmal etmiyor.
-Hala Candan Erçetin'den Bahar şarkısı favorilerimizden. Onu duyunca ağlıyorsa sakinleşiyor.. Bu şarkının yanına Tarkan-Öp ve Kenan Doğulu- Tutamıyorum Zamanı da eklendi. Bu şarkıları duyar duymaz gülümsüyor..
-Saçlarımı çekmeye, hatta ayağa kalkarken destek olarak kullanmaya bayılıyor. Saçlarım bazen kopacak gibi hissediyorum.. kopmazlar herhalde ;)
Veee gelelim bu ay hayatında olacak değişikliklere.
*Bu ay kahvaltılarına yumurta sarısı eklendi oğlumun. Kayısı kıvamında pişmiş köy yumurtası vericez. Önce bir çimdik, 1 hafta içinde 1 tam yumurta sarısına çıkacak. Alerji olmadığı anlaşılınca da haftada 3 gün ekliycez kahvaltısına.
*Doktorumuzun tabiriyle "işkence başlıyor" ve artık yemekleri değişiyor Efe'nin. Öğle yemeklerinde Kıymalı taze fasulye, kıymalı semizotu, kabak dolması, yeşil mercimekli bulgur pilavı, sulu köfte, mantı makarna, ızgara köfte vericez artık. Tabi ki balık da verebiliriz arada..
Yemeklere nane,kekik,kimyon,dereotu ekleyebilir, yemeklerin yanında ayran da verebilirmişiz.
Cumartesiden bu yana ilk deneyimimiz sulu köfte oldu. Annemin söylediğine göre planlanan miktarın yarısını yemiş ama tabi oldukça uzun bir sürede.. Annem iyice ufalamış falan ama zor geliyor tabi.
İkinci deneyim bana ait. Yeşil mercimekli bulgur pilavı,içine nane ve dereotu da ekledim. Dün 1 saatte falan planladığımın yarısını yiyebildi. Bulgur tanelerini çiğnemekte zorlanıyor tabi ama alışacak elbet..Yanına verdiğim ayranı ise sadece tadını alana kadar 2 yudum içti. Kalanını tövbe ağzına koymadı..
Kendi yediğimiz mantıdan bir lokma ufalayıp vermeye çalıştım,önce almak istemedi ama sonra biraz yedi..Bakalım mantı makarnaya nasıl davranacak;)
*Akşam yemeklerinde ise kaşık mamalarına son veriyoruz. Artık tarhana çorbası, buğdaylı yoğurt çorbası ve tavuk suyuna tel şehriye çorbası vericez dönüşümlü olarak. İlk deneyim buğdaylı yoğurt çorbasıydı. Buğday mşktarını fazla kaçırmışım biraz.. Blenderdan azıcık geçirsem mi diye düşündüm ama vazgeçtim. Zar zor yedi 2 gün boyunca.. Dün akşam tarhana çorbasını ise tadına bile bakmadan reddetti önce. Sonra duruma Altan el koydu ve benim yoğurtta uyguladığım taktiği uyguladı. "Kızarım, konuşmuyorum senle" demeye başladı sert sert.
Kendine kızıldığını öyle güzel anlıyor ki oğlum, o da ciddileşiyor hemen. Altan "hadi kocaman aç ağzını, ham yap" dedi,bizimki babasının gözünün içine baka baka açtı yavaş yavaş ağzını,bir kaşık yedi. Altan "haamm" dedi, aynen gözünün içine baka baka açtı yine ağzını oğlum.. Böyle böyle bir kase tarhana çorbası Efe'nin midesinde yerini aldı. Bakalım bugün tavuk suyuna tel şehriye çorbası deneyimimiz nasıl olacak merakla bekliyorumm..
Çocukcağız herhalde diyordur noldu yine yaa, ne güzel sebze-et püresi, armutlu muhallebi falan geçinip gidiyorduk noldu, bu saçma sapan yemekler de nereden çıktı diye..:)
Elbet alışacak zamanla.. Biz de bir şekilde yedirmenin yolunu bulucaz tabi ki..
Bakalım gelecek günler neler gösterecek bize..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder