Bu arada yoğurt sevenler ve sevmeyenler net bir şekilde belli oldu:))
Efe de, Zeyno da oynadılar kimi zaman oyuncaklarıyla, kimi zaman elimizdeki pet şişelerle..:) Efe'nin yabancılama huyunun giderek azaldığını farkettik. Bu kez ağlamadı Yağcı ailesi fertlerine.. Yanımızda bir sürü oyuncak olmasına rağmen, ısrarla pet şişe, objektif kapağı, telefon gibi nesnelerle oynamak daha cazip geldi ufaklıklara..
Bunlar gerçekten büyüyorlar galiba yaaa... İyi mi kötü mü bilemedim..;)
Günün sonlarına doğru ise önce bende ve Efe'de ufak tefek kızarıklıklar çıktı. Kolum kaşımaktan kıpkırmızı oldu. Merkeze indiğimizde eczaneden Fenistil krem aldık-bebeklere de sürülebiliyomuş. Vapura bindiğimizde Altan ve İlker'de de çıkmaya başlamıştı.. Hadi hayırlısı dedik..
Aslına bakarsanız Nisan ayı içerisinde adaya gidenlerde bu tip kızarıklıklar, kaşıntılar olduğunu biliyorduk.Adayı çam kese böceği denen bir tip tırtıl basmış.. Giden ve çimlerde oturanlarda kaşıntı oluyormuş en şiddetlisinden ve birkaç hafta kalıyormuş..O dönem haberlere de çıkmıştı.. Ancak 2 aya yakın süre geçti, dönemseldir bu tip şeyler, kalmamıştır diye düşünüp gitmiştik yine de.. Test ederek gördük ki geçmemiş..:) Efe'ye ve bana Fenistil yetti ancak Altan ve İlker felaket durumdalardı akşama.. Hatta İlker çıplak ayak toprağa bastığından olsa gerek ayaklarının altında bile varmış.
Altan ertesi gün dermatologa gitti ve bir nemlendirici süt, hap ve kortizonlu bir krem kullandı. 2-3 günde söndü kızarıklıklar, daha az kaşınmaya başladı.. Ama hala tam olarak kurtulmuş değil..
Diyeceğim odur ki bu aralar Büyükada'dan uzak durun..Diğer adaları deneyin bence;)
2 yorum:
Geçmiş olsun hepinize,
Yoğurt seven-sevmeyen suratlarını yerim ben o bıdıkların! :)
sagol sedacim..aman gitmeyin bu aralar adaya falan;)
Yorum Gönder